Deli gibi koşuyorum
Nereye varacağımı bilmeden
Koşuyorum deli deli
Soluksuz, kan ter içinde
Artık bana ait bir yer yok
Keşke her şey temiz sayfaların gibi olsa
Ama değil işte...
Hep acıyı paylaştım dili olmayan sayfalarında.
Çoğu kez de, gözyaşlarıma bulandı mürekkebim.
Yine böyle hüsran günümü yaşıyorum
Ve yine bir sen varsın, bir de ben.
Beklediğinde gelmiyor mu?
Bırak gelmesin,
böylesi daha iyi…
Onu yokluğunda sevmeye devam et ve bekle
Bekle ki, yüreğini özlemlerin en güzeli doldursun,
bir ateş sarsın her yanını…
Seni uzaktan izliyorum İstanbul
Karşı kıyılarda, sana hayli uzak
karşı sahillerden izliyorum seni
Senden kaçarken
Sevdalarımı, aşklarımı, acılarımı,
sevinçlerimi ve umutlarımı
Kaç sonbahar, kaç bahar geçti ömrümden
Yıldızlar gibi kaydı yıllarım, benden habersiz
Geriye dönüp baktığımda,
viran olmuş gençliğim çarptı,
acı vurdu yüzüme
terk edilmişliği,
Seni tanımadan önce
Yalnızlığın bu kadar acı olduğunu bilmezdim
Nice aldanmacalar görmüş,
Niye acılara katlanmıştım
senden önce
Hayal kırıklıklarıyla geçse de yıllar
Ne yediğim yemeğin,
Ne de içtiğim suyun tadı var.
Sen yoksun ya,
Sen yoksun ki yanımda
Çıktın gittin insafsızca
Sen dağ yamaçlarının,
Uçsuz bucaksız ovaların nazlı çiçeği
Beyaz duvak misali
Baharın habercisi,
Papatya çiçeği
Nasıl da yırtmışsın inadına
Güneş batıyor karşı sahillerin sırtından
Üsküdar’a…
Çamlıca’nın yemyeşil tepelerine
bir yangının gölgesi vurmuş gibi
Neredeyse bütün ağaçlar
Tutuşu verecekmiş gibi
Ve yaşam bekler kapıda
Yürü der,
Düşme der,
Sen dirensen de zorlar seni
Bir gün küçük bir bebek olarak
Çalar kapını Birkan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!