Erlerin, erenlerin,
Alplerin,ahilerin,
Tüm yaratılanı sevenlerin,
Gönül gözüyle görenlerin,
Her şeyi haktan bilenlerin,
Bir bebek dünyaya geliyor,
Ağlayarak…
Anne baba seviniyor,
Gülüyor,
Sarıp sarmalıyor,
Öpüyorlar,kokluyorlar evlatlarını,
Ufukla birleşti güneş,
Süzülerek gizlendi dağın ardına,
Bir hançer saplandı bağrıma,
Yüreğim kanıyor...
Kızıllık yayıldı,sonra morardı,
Bir rüzgârdı esti,geçti
Bir hayaldi uçtu gitti
İki sesli iki sessiz
Bazen neşe bazen dertti.
Sarılmıştık dört el ile
Mehtap vurdu,gönül viranesine,
Nur indi,kalbimin her hanesine,
Gecenin esmer tülü aralandı,
Yarim göründü,ses verdi sesime.
İki hayâl boşlukta kucaklaştı,
Yaz günlerinde sıcakta,
Derenin kenarında,
Ayaklarımı suya sokardım.
Bir ağaç gölgesinde,
Ateşten bir sel gibi,
Çirkinlikler arasından
Güzellikler görmeli,
İyiliği,dürüstlüğü
Nakış gibi örmeli.
Hayalimin okunu fırlattım,
O zevk alemlerine,
Bir güzeller güzeli gördüm,
Oldum deli divane.
Üzerinde ne bir örtü,
Udumdan dökülen nağmeler,
Anlatır derdi kederi birer birer,
Her nağmede ayrı bir hüzün,
Her hüzün başka hüznü çözer,
Kaybolup giden bir ömür,
Medeniyet diyarı Bağdat yanıyor,
Sirenler hiç durmadan,acımasızca çalıyor.
Geriye açlık, zulüm,ölüm kalıyor.
Medeniyet diyarı Bağdat yanıyor.
Yağıyor üstüne tonlarca bombalar,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!