ben,
kalbimden vuruldum iddiasıyla
örtünüyorum insanlığa
soygun bir fırtına girip çıkıyor evime
bu misafirliği kaldırdığım söylenmez
acı nimetlerle dolu soframa
kalbimin dağlarına tırmanan sevda
beni sıyrık bir akılla ayır dünyadan
ey hisler diyarının süsü
ölüp ölüp bırakma beni yalnız
kaç defadır tıkanır idrakım
satırbaşı aradığım acım mı yoksa
ruhum bileylidir düşmanıma
sevda diye bildiğim cellada direndim
ölümlü susmalardan dirilirken yüreğim
söz kuşanır dört yanımı
herkes anlayacaktır ağrısını kalbimin
ben kaybetmedim zamanın namlusunda,
aklımın ders çalışmakta olmadığı belliydi
okumayı sevdiğimse aşikâr
öğrenmek kadar öğretmek istediğimin bilincinde
hiç bu kadar sarih olmamış cümlelere
bir yenisini eklemenin getirdiği
yürek cümbüşü saatlerde
kelâm
her sese adıyla başlanan ilahi ikram
hayatın kefenine sarılı ismim
ve ıstırap diye bildiğim şey
meskenler cesedimi
cümle dağlarda üşür çiçek
karanlık
beni gölgesiz bir sabahla etti âmâ
adı sır, perdesi yaralı bir uyanış
mahkûm ismime tebligat!
cezamı kaldırmalıyım
yalanlar savruk bir mevsim
uyku
bir kerahat deliliğiyle
yakama yapışırken
zamanı geçmiş bir kahve kadar yalnız hatırlı saatim nasip diye mırıldanır
tik tak tik tak
sabır yontmanın gönle düştüğü günlerden birinde
ölecek olduğumu unutuyor olmanın
beni acılara hapsettiği
yazmaya mecâlsiz bir direniş bu
hayır hayır beklenmezdir hakikat
ansızın manâlâr sarar gökyüzünü
ve yanıldım sanrımla
gönlüm,
karlar altındaysa
ruhu şühedanın sırrıyla müşfiktir
böyle böyle kucaklar ölümü
sessiz sedasız ayrılıklar ülkesinde
başşehir esir
sıhhat,
hayatın namlusundan saçılan
ölümün nihayet getiricisi
yaş ilerledikçe
kayıplar borsasında kâr
varlığım söz konusu değil
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!