İçim de ki hasret büyüdü yaktı beni,
bir Ravza sevdası kül etti beni...
Hüseyin Muhammed
Yanıyorum ateşte yanan odun gibi,
çatırdıyorum odundan çıkan sen gibi,
ve;
Benim kalbim yaralı bir kuş misali kanat çırpıyor,
Uçuyorum uzaklara nereye gittiğimi bilmiyorum,
Her an bir avcı vuracak beni,kıracak kanatları mı,
Bundan sonra uçamayacağım,pencerene konmayacağım,
Ölümden korkum yok,tek korkum seni göremeyeceğim,
Belki sen yeni aşklara kanat çırpıyorsun ?
Vali konağı, İnön'ü caddesi,
hepsi senin adını haykırıyor,
sana türküler söylüyor,
ve haykırıyorum,
Malatya'nin göbeğinden,
seni seviyorum diye bütün Dünya'ya...
Bir gün bir adam bir melek sesi duymuş,
Ve bağlanmış ona,
Sanki bütün kutsal olan sesler,Kuran’ı kerim,ezan ve sela sesleri kulağın da yankılanıyordu.
O adam bir gün Elazığ’a gitmiş,
O meleği görmüş ve sarılmış,
- Her yüzüne baktığım da sanki papatya bahçelerin de dolaşıyorum,
- Gözlerinin içine her baktığım da bütün ormanlar,okyanuslar benimmiş gibi oluyorum.
Çünkü sen benim Misk-i Amber kokulum,Ravza-i Cennetimsin.
- Saçına her dokunduğum da sanki en güzel ipeklere,kumaşlara dokunuyor gibi oluyorum,
Ey benim utangaç sevgilim,karşıma çıktığın o günü unutamadım;
O günden sonra;
Hayatım oldun,
Baharım oldun.
Ey benim güzel kadınım sana dokunduğum o günü unutamadım,
Ölüm;
Kımıl kımıl yürüyorsun beynime doğru,
Beynimin içi mezar,
Kalbim ise mezar taşı,
Çıksın gelsin Azrail,
Alsın canı, gitsin arşa,
Özledim seni;
Kuru toprağın yağmura özlemi gibi,
kışın baharı,gecenin gündüze hasreti gibi,
Özledim seni;
- Her yüzüne baktığım da sanki papatya bahçelerin de dolaşıyorum,
- Gözlerinin içine her baktığım da bütün ormanlar,okyanuslar benimmiş gibi oluyorum.
Çünkü sen benim Misk-i Amber kokulum,Ravza-i Cennetimsin.
- Saçına her dokunduğum da sanki en güzel ipeklere,kumaşlara dokunuyor gibi oluyorum,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!