Kaşındaki kara,
Anlındaki yara,
Yakışmış sana,
Balım olsana.
Dalından koparılmış,
Sabah Güneş’i girsin hanenize
Günaydınlar desin ailenize
Sıcaklığı yansısın yüzünüze
Mutluluklar getirsin hepinize
Kurulmuş Erciyes’in eteğine,
Sevgi selam söyleyebilirim şehrine.
İnsanı kurnaz dedirtir kendine,
Kimseler dayanamaz rekabetine.
Kayda değer ticari başarısı,
Nasıl yanarım bilir misin?
Nazım Hikmet’e
Yılmaz’a, Ahmet’e
Soğumaya yüz tutmuş magma
Üstü küllenmiş köz gibi
İçten içe yanarım be oğul.
Mutluluk koşmaz sana
Sen koşmaz isen ona
Kendi gelip takılmaz ki
Senin koluna anlasana
Saadet ve mutluluk
Eğdin kırıldı iğdenin dalı.
Sürüklersen toz çıkarır çalı.
Bellidir zaten fakirin hali.
Sen halini hala beğenmezsin.
Ne akıllısın, nede çok deli.
Folklor ün ve kültürünle
Gakko diyen o dillerinle
Daha farkında olmadan
işlemiş sin sen benliğime
Unuttum seni desem yalan olur
Şiir diye çıktım yola.
Antolojide verdim mola.
Bakındım sağa sola.
Dediler ki şiir yolla.
Yolladım var olandan.
Sevda geldi nehoş başa.
Başı sardı büyük temaşa
Sevi ayrı sevdim temaşayı ayrı.
Sevdayı haylı çok sevdim.
Ölürüm ben gamzene
Bırak mezarım olsun
Düşeyim de içine
Yalnızca benim olsun
İstemem başka bir şey
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!