Sevmekle nefret etmek arasında bir yerde yaşayan biri..
2023 te ahali seçim var seçim
Nolur Allah aşkına bu sefer doğru seçin
X kuşağı Y kuşağı Z kuşağı bilmem tüm kuşaklar
Bu sefer siz onların içinden geçin
Ey ahali ülkem olmuş yol geçen hanı
Otuzlu yaşlara geldik ne garip.
Küçükken Otuzlu yaşlarda olan insanları çok yaşlı zannederdim.
Daha dur diyorum 35 yolun yarısı diyordu şair.
Ama o şairde Otuzlu yaşlarda ölmüştü hayat işte.
Şu yaşıma kadar neler gördük neler ahh ahh.
Büyük depremler sokak olayları darbeler salgın hastalıklar..
Cıvıl cıvıl kuş sesleriyle uyanmak her sabah tam beyoğluğunun ortasında.
Uykumu almışım yavaşça kalkıyorum yatağımdan. Güne güzel bir Türk kahvesiyle başlıyorum.
Otobüsü kaçırma derdi yok işe geç kalma derdi yok ohh. Yavaş hareketlerle bisikletime biniyorum. Eskisi gibi çalınır diye kilitlemiyorum tabi.
Bisikletle giderken işe doğru rüzgar yüzüme ılık ılık vuruyor masaj yapar gibi.
İş yerin yakın mı diye sormayın. Tabi bilmiyorsunuz İstanbul da trafik derdi yok eskisi gibi. Eskisi gibi her yerde vızır vızır geçen otomobillerde yok. Otobüs metrobüslerde tek tük insan bulabilirsiniz. Artık tercih eden de yok eskisi gibi. Bu nasıl olur diye şaşkınlıkla soruyorsunuz haklı olarak.
İstanbulun nüfusu sekiz yüz bin evet evet sekiz yüz bin.
Tarih 1999 yılının 17 ağustos gecesiydi.
Saatlar üçü gösterirken bir gürültü koptu.
Sanki o gece kıyametin ilk hecesiydi.
Dün sağ salim yaşayanlar bugün artık yoktu.
Üç beş kuruş fazla kazanma uğruna
Sabaha karşı saat beş. Yine çok güzel bir rüyadan uyanmıştım. Mutluluktan tebessüm ettiren bir rüyadan. Beni uyandıran komşunun evinden gelen kapı gıcırtısı. Oturdum öyle duvara karşı bakınıyorum. Ne düşünüyorum, rüya da ne görmüştüm. Gözüm sehpanın üstündeki resme takıldı. Gece lambası açık ama tam kestiremiyorum. Lambaya uzandım. Resme tekrar baktığımda alnımdan yüzüme akan ter buz kesildi. Seni görmüştüm Leyla seni. Seninle galata kulesinde çekindiğimiz mutlu olduğumuz zamanlardan bir resim. Bir an dona kaldım. Kalbim öyle bir acıdı ki göz yaşlarıma komut verir gibi. Gözyaşlarım kalbime kadar bir yol tutarak akıyor. Evet Leyla sehpanın üzerindeki resim mutlu olduğumuz zamanlardan kalma bir resim ve resimde sen vardın. Rüyamı da hatırladım şimdi. O gün galata da hiç ayrılmayacağız diye birbirimize sarılmıştık. Yediğimiz dondurmayı elbisene sürmüştüm ve sen çok kızmıştın ama sonra gülüşmüştük. Sanırım tebessümüm bu yüzdendi. Neyse elimi yüzümü yıkadım. Bilirsin Leyla hazırlanmam çok geç sürer. Sen hatta kızardın bana. Ben kadınım bu kadar uzun sürede giyinmiyorum diye. Çiçekçi Selami abiden orkidelerimi aldım sen çok seversin. Taksi bulamadım o yüzden kırk dakika yürüdüm. Olsun sabahları birlikte yürürdük o aklıma geldi hiç yorulmadım. Ama beni en çok ne yoruyor biliyormusun Leyla adının yazılı olduğu mezarda ölüm tarihini okumam yoruyor. Üç senedir yoksun Leyla ve ben her perşembe saat yedi de mezarına en sevdiğin orkideleri bırakıp yine sensizliğe dönüyorum. Uzun uzun anlatırdım ama sen hastalığında da azarlardın beni tatlı sert yoruluyorum hemen diye. Neyse Leyla ben yine gelecek perşembe selami abiden orkidelerini alır saat yedi de gelirim. Gelmezsem bilki Leyla bu sefer yanındaki mezarlığa son kez orkideleri alıp gelmişimdir. Hoşçakal Leyla..
Gece şafak vaktine selam dururken.
Yalnızlığıma içiyorum sevgilim
Sabahı beni terk ettiğin gibi terkederken
Sensizliğime içiyorum sevgilim
Artık alıştım bırakıp gitmelere ben
Taciz tecavüz gasp hırsızlık cinayet
Biz insanlıktan çıktık açık bu gayet
Allah indirmişsede bir düzine ayet
Uyan kim uygulayan kim
Hak adalet yerlerde sürünüyor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!