Verdiğim tüm sözler havada kaldı,
Uslanmaz, bu arsız gönlüm yüzünden,
Günahım sevaba galebe çaldı,
Uslanmaz, bu arsız gönlüm yüzünden.
Duyamadım gönlündeki feryadı,
Mazime bakmaya yollara çıktım,
Kendimden bir ize rastlayamadım.
Mecnun gibi dağlar tepeler aştım,
Var mıyım yok muyum anlayamadım.
Satırlarda yazar hep senin adın,
Ah be gönül boşa harcama ömrü,
Bu günler hep böyle gelip geçemez,
Boş dünya işiyle geçirme günü,
Gelecek ne olur fani bilemez.
Girdaplı sulara yelkenler açma,
Tutkununum, aşkının çıkmaz sokağındayım,
Numara’da yazmıyor, son kapıya dayandım,
Çaldım zilini birkaç kez, cevap alamadım,
Dönüş de yok, çıkmaz sokağındayım aşkının.
Gecenin parlak yıldızı gibi ufkumdasın,
Bu gecemi sana ayırdım yine,
Hasbıhal eyledim yıldızlar ile
İçinde sen olan dileklerimle,
Her yıldız kaydıkça seni diledim.
Çok güzeldi seni düşünmek bile,
Bir gönül ki benimkisi,
Virane olmuş bağ gibi.
Ne güllerim açar artık,
Ne de öter bülbüllerim.
Yıkık, dökük viraneyim,
Vazgeçemem varlığından, Ruhundan,
Kara gözlerinden güzel yüzünden,
Usansam da kaprisinden nazından,
Nasıl vazgeçerim, asla vazgeçmem.
Bir gülüşün hayat verir bu cana,
O, yalnız bir adam,
Uzun boylu heybetli.
Doğruları söyledi hep
Kimseye boyun eğmedi.
Bir şiirdi okuduğu,
Söz verip milletimi kandırıyorlar,
Meclise girince de tanımıyorlar,
Asılları kuru ekmek bulamazken,
Vekiller küplerini dolduruyorlar.
Biz ne babalar gördük Kur’an elinde,
Karşımdasın işte, yüz yüzeyiz seninle,
Manalı bakıyor gözlerin, gözlerime,
Mahkum ettin beni sen, yine göz hapsine,
Kirpikler muhafız, çıkamam istesem de.
Prangadır, bakışların ayaklarımda,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!