Yüzün aydınlıktır, ışık saçarsın,
Gözlerin hep güler, güven verirsin,
Yardım isteyene, koşar gidersin,
İyilik meleği, can arkadaşım.
Bir telefon açsam, telaş edersin,
Olursa gözler kahve, kaşları kara,
Açar yüreğinde, çok tatlı bir yara,
Severde gönlün, karşılıkta bulursa,
Ban, ban doyum olmaz bu aşkın tadına.
19.06.2006 Keçiören - Ankara
Yanıyorum, bu yangın
Sanma yaz sıcağından,
Yanıyorum, bu senin,
Hasretin sıcağından,
Yanıyorum, sonra serinliyorum,
Ne zaman ayrılsam ben bu şehirden,
İçime buruk bir hasretlik çöker,
Düşer iki damla yaş gözlerimden,
Bu garip ayrılık boynumu büker.
Titrer, gitmek istemez ayaklarım,
Ağlamak! Unutturamadı seni,
Dindiremedi gitti hasretliğini.
Damla damla dökülen gözyaşlarım,
Hep seni hatırlattılar bana.
Aydınlık geçen geceler bile,
Çare olamadılar.
Nasırlı eller gibi yer yer,
Özlemle dolmuş çatlayan topraklar,
Bugün kaçıp saklanmıştı güneş,
Yağmura gebeydi kara bulutlar,
Muştu* veriyordu gürlemeler,
Doğuma durmuş gibiydi gökyüzü,
Avare durmanın zamanı değil,
Gün batıma doğru eğildi gülüm,
Gece karanlığı gelip sarmadan,
Vuslata doğru yol alalım gülüm.
Nasılsa yaşanıp ömür geçecek,
Ne önemi var ki görünüşün,
Kalbinde imanı yoksa insanın.
Bir gün ak düşer siyah saçlara,
Solar maviliği güzel gözlerin.
Uzun kirpikler dökülüverir,
Daha kaç gün oldu yüzünü göreli,
Ellerini tutup bakamadım yakından,
Söz dinlemez gönlüm seni sevdi seveli,
Hayalini silip atamadım aklımdan.
Bir cemre misali düştün birden gönlüme,
Omzunda hayatın zorlu yükünü,
Taşıdı yıllarca cefakâr babam,
Bin türlü meşakkat ile zahmete,
Katlandı uf bile demedi babam.
Dayandı yokluğa hiç pes etmedi,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!