Özlemlere düştüm bana yaren lazım
Dili gül dikeni pembe yaren lazım
İstemem selviyi ahuyu ben neyleyeyim
Bana bir nazlı yürekte gözleri badem lazım
Bir çehreni görsem diyarı acem yansın
Kimi bahar kimi kıştır
Nihayetinde gönlümden bir nakıştır
Kimi savaş kimi barıştır
Canlı sokaklarda cansız bir kaçıştır
Kimi işinin ehli yeni romanların temsilidir
Sineyi sed çekti mehmetçik
Bu namert süngüye
Hüngür hüngür ağladı ağladı amma
Komadı toprağını bu kahpece zillette
Ne hasan tahsinler feda etti bu topraklar
Temmuz ateşiydi içimde yanan
Saf bir gönlüm vardı her güle kanan
Aşık gözü sevildiğini sanır
Gönül yalanlara rağmen dayanır
Zaman nehir gibi peşimden akar
Sen kâmus-ı gülistansın
Sana afitab ne gerek
Açılır gökyüzü birden
Sana mehtap ne gerek
Şu gönül sahralara düşmüş
Senelerdir yanar sönecek gibi değil bu hasret
Günün sonunda yalnız kalacaksın bu bir gerçek
Yokluğun elbet beni söndürecek
Biter gibi değil bu hasret
Yılların öfkesi üstümdedir
Mekanın kayıp izi yalanla doluyor
Doğruyum diyen herkes eğri kokuyor
Topluma çıkan doğru yanmış ceset soluyor
Eğri olan yanlışa tapmış ebeden yanıyor
Ne iğrenç suretlere bürünmüş bedenler
Güneş bugün doğmadı
Bahar zulmete düştü.
Gözyaşlarım kurudu da
Başım yerlere düştü
Mahal yok gaflete
Güneş yanarken gölgesi olmak
En güzle yaşta iken bir bahçede solmak
Sultanı idim şimdi oldum yabanisi
Başka bir şey değil gözlerinin tiryakisi
Gecede gölge olmak kadar meyus
Yaşamaya yoktur hevesim
Bilmem açılır mı gönül kafesim
Kime dönsem duyulmuyor bu ses
Bugidişle olmaz yaşamak
Bu diyardan göçecek nefesim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!