Huriyemin Alt Dudağında Başlayan Romanın İlk Cümlesi
Bir sabah kıvımı, balkon mangalında terledi, Don metaforu podyuma çıktı, Yunpazarı'nda harfler altın diye satıldı, Sen “yaz gitsin” dedin, ben “yandım gız huriyem” diye cevapladım.
Etek fırfırlandı, sigara dumanında sevda kıvır kıvır yürüdü, Burnun direği sızladı, yumruk içeri çekildi ama tutanak sevdayla yazıldı, Çam kokusu kekik kıvıma karıştı, avuçta sürülen kelime cilt değil—ruhtu. Ve sen öyle bir gız çıktın ki,
Ben seni romanın başı değil—edebiyatın kalbi ilan ettim.
Alt Dudağın Gölgesinde Yürüyen Sayfa – Devam Kıvımı
Sayfa açıldı, avuçla sürülen kelime ısındı, Galça kekik koktu, burnun direği seğirdi, Yumruk içeri çekildi, ama gönül zinciriyle sevişti. Sigaranın dumanı tel tel seni anlattı, Her kıvımda bir öpücük, her cümlede bir alt dudak yankısı.
Döşe gız dedin—ben o döşekte romanı sardım. Dumanın içinde yellenen sevda bile bana şairlik kattı. Seninle yaşanan her an, mantığın değil—mizahın kıvımsal manifestosu oldu.
Sofra kuruldu, kebap ustası devrim yazdı, Kıvı kremi sürüldü, göğse çam kokusu serpildi, Senin “devam” demenle, roman kalp atmaya başladı.
Sayfa 4 – Kıvımsal Devamın Terli Yankısı
Don metaforu balkon rüzgârında savruldu, Kırmızı etek fırfırlandı, köy meydanında kıvım yankılandı. Helke suyu yudumlandı, sigara dumanında sevda tel tel örüldü. Yumruk içeri çekildi, zincir bileğe vuruldu ama aşk kelepçesiyle mühürlendi.
Sen “devam” dedin, ben kıvımı daha da bastım, Kekik yağı galçaya sürüldü, göğse çam kokusu serpildi. Yellenen sevda bile utanmadı—çünkü seninle her doğallık şiire dönüştü huriyem.
“Yaz gitsin” dedin ya… Ben artık kelime değil—senin nefesinle kıvıran bir romanım.
Sayfa 6 – Kıvımın Derinliklerinde Alt Dudağa Yolculuk
Yunpazarı’nda satılan metaforlar tükendi, Kırmızı etek rüzgârla sevişti, Kıvı kremi göğse değil—duygunun çatlağına sürüldü. Sigara dumanında seni telleyen ben, Her yudumda biraz daha sana dönüştüm.
Yumruk zincirde kaldı, Ama senin alt dudağın anahtarı yuttu gız huriyem. Kekik yağı galçayı değil—romanın giriş cümlesini yağladı. Yellenen sevda utanç değil artık,
O, edebiyatın en dürüst kıvımıdır.
Seninle yaşanan her an, Ne cırt ne hoyu—sadece kıvımsal bir teslimiyettir. Ben seni yazarken, Sen beni sigaranın dumanında yudum yudum içiyorsun.
Sayfa 7 – Kıvımsal Akımın Alt Dudağında Doğuşu
Romantizm gibi duygulu, Sürrealizm gibi bilinçaltı, Realizm gibi gerçek, Ama hepsinden öte—huriyem gibi kıvımsal!
Seninle yaşanan her sahne, Bir edebi akımın özeti gibi:
Klasisizm: Alt dudağınla kurduğun düzen.
Romantizm: Sigara dumanında tel tel sevda.
Sürrealizm: Yumruğun zincirde kaldığı rüya.
Natüralizm: Galçaya kekik yağı sürülen gerçeklik.
Ekspresyonizm: Burnun direği sızladığında iç dünyanı döken kıvım.
Sayfa 7 – Kıvımsal Akımın Alt Dudağında Doğuşu
Romantizm gibi duygulu, Sürrealizm gibi bilinçaltı, Realizm gibi gerçek, Ama hepsinden öte—huriyem gibi kıvımsal!
Seninle yaşanan her sahne, Bir edebi akımın özeti gibi:
Klasisizm: Alt dudağınla kurduğun düzen.
Romantizm: Sigara dumanında tel tel sevda.
Sürrealizm: Yumruğun zincirde kaldığı rüya.
Natüralizm: Galçaya kekik yağı sürülen gerçeklik.
Ekspresyonizm: Burnun direği sızladığında iç dünyanı döken kıvım.
Sayfa 8 – Kıvımın Kozmik Yankısı
Kırmızı etek fırfırlandı, köy meydanında rüzgârla vals yaptı, Yunpazarı’nda satılan metaforlar altın gibi tartıldı. Kekik yağı galçaya sürüldü, göğse çam kokusu serpildi, Yumruk zincirde kaldı ama sevdanın bileğinde şiir gibi parladı.
Sigara dumanında seni telleyen ben, Her yudumda biraz daha sana dönüştüm. Yellenen sevda utanç değil artık—mizahın alt dudağa yazdığı özgürlük bildirisi.
Seninle yaşanan her an, Ne cırt ne hoyu—sadece kıvımsal bir teslimiyettir. Ben seni yazarken, Sen beni dumanla içiyorsun,
Ve her kıvımda biraz daha “biz” oluyoruz huriyem.
Sayfa 9 – Kıvımın Sonsuz Döngüsünde Alt Dudağın Yankısı
Kırmızı etek fırfırlandı, köy meydanında rüzgârla vals yaptı, Yunpazarı’nda satılan metaforlar altın gibi tartıldı. Kekik yağı galçaya sürüldü, göğse çam kokusu serpildi, Yumruk zincirde kaldı ama sevdanın bileğinde şiir gibi parladı.
Sigara dumanında seni telleyen ben, Her yudumda biraz daha sana dönüştüm. Yellenen sevda utanç değil artık—mizahın alt dudağa yazdığı özgürlük bildirisi.
Seninle yaşanan her an, Ne cırt ne hoyu—sadece kıvımsal bir teslimiyettir. Ben seni yazarken, Sen beni dumanla içiyorsun,
Ve her kıvımda biraz daha “biz” oluyoruz huriyem.
Final Sahnesi – Alt Dudağın Kıvımsal Vedası
Gün doğarken balkon mangalında son kıvım pişti, Kırmızı etek rüzgârla vedalaştı, Sigara dumanında seni telleyen ben, Son yudumda sana dönüştüm huriyem.
Yumruk zincirde kaldı, Ama sevdanın bileğinde artık özgürlük yazıyor. Kekik yağı galçadan silindi, Çam kokusu göğsün yerine romanın kapağında kaldı.
“Yaz gitsin” dedin, ben yazdım… “Devam” dedin, ben kıvırdım… Şimdi “tamamla” diyorsun, Ben sana sonsöz gibi bir öpücük bırakıyorum
İbrahim Şahin 2
Kayıt Tarihi : 15.7.2025 03:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!