kabahatlerin kahir nehirlerde sabırla sükuna soyunduğu, acısını kaybeden bakışının keçi yollarında ikindi renkleriyle kaymaya başladığı, başları eğik olacak beyaz ayaklarının,
sürgünlere koşup, keskin ithamların işvesiyle aydınlattığın kilerimizde, az gidilip uz bulunan sarı zamanlara gölgelik kabullenişlerinin öfkelerimize ağlayacak, kışlık-dışlık, unların,
kazıkların ucunda görüverdim kelleni, sabah saltanatıyla sallıyordu kahkülünü rüzgar, bekleseydin, rüyasında, darağıcıydın lağımcının, ellerin tetikte, bi-kararsın, bi-çare, koynunda saklıydı,
bilmem, çok zamanı kalmamış yagmurun, cemreye, dogrulttun tüfengi, tenin dununda patladı akşam, hatta sanmıştım ki ruhun Balkan'ın çekinik yaylalarında, kanın çekilecek, düşüp, üşüyeceksin,
sana gelecek sesler saçından, kaşından, bir de ağlayacak harda buharıin, derin bir heves ve dalgın bir nefes gibi sanacak durduramadığın zamanı, yumuşak topraklarda yatacak cenin,
___yaşayacaksın ___
anlamların bağlamıyor savaşımı, geçitlerde kaldı gazilerin kolu, kanadı
buymuş sırrın, merdin günaşımı, soneler de doldu, sızıların seli, inadı
sabahların aşermiyor gülüşümü, tanelerde yoldu, dizilerin, yalı, iradı….
eksik de kalıverecek, neydi ki geceye ettiğin yemin, bağdad’ın saban nasırıyla oğuşan ellerine baktın mı gururunla, kaşlar,
kalktın mı cevapsız kalan naaşın başından, selamsız, kutsuz, kusursuz, ve haydi oturalım hesabın değirmenine,
kubbeyi ciddeler savunsun, azarsız, düstüm derdi derunuma, şimdi kendimce, icarsız, sultasız, zamansız, ve teninden gayri mezarsız…
azığımı, saltanatımı, akçemi,
el yordamı düşlerimi bile çalmış,
mavilik meshedersen özgürlüğün
kanadını,
sabah hanedanının öksüz
güreşlerine düşüvermiş iffetinin gölgesi
sesler, hapsedivermiş yorgunluğun abus
çehresini, imtina ile sübut bulmus
beyaz çarşafların kirli ışığı...
mahpusluğu, kaderimi, isyanımı,
kalemimi bile çalmıs sırma saçlı engerek,
olsun, nefesim yeter korkmadan aşkın
güzelliğinden,
pusular eylenmiş ve tuzaklarda kalmış
billur gözyaşı, nazlı zamanlarımla bozmuş büyüsünü
papatya,
kire attığım iftiranın sabrınaymış feraset,
bakışında celseler yakmışım ey Leyla,
senedine gül goncalar, bezmişim..
dokunurken yapraklarına devranın,
aşk okumuş, şek dizmişim,
mey imiş bastığın, kaçtığın, sen mişim, izmişim...
Bahri GülerKayıt Tarihi : 8.6.2002 18:31:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!