Hudutta Dinlenen Bir Nağme

“Sen vatandan az güzelsin.”

I.
Köz oldu baştan başa dağlar senden uzak düşeli
Sen hudutta vatan beklersin, ben ondan az güzeli

Dağda peygamberi mağrur eden nurun bir dirhemi
Dağda nağmeler söyleten asker, yaramın merhemi
Kanından doğan mahkûm eder on sekiz bin âlemi
Sen hudutta vatan beklersin, ben ondan az güzeli

Talât Bey istemez miydi Keşan'da varmak uçmağa
Yatağında göz yummak hiç düşürülmeden tuzağa
Namlun nemlenirken, Rumeli'den bakarken uzağa
Sen hudutta vatan beklersin, ben ondan az güzeli

Düşmez sağ elinden tabanca ve sehpa sol elinde
Türk doğmuşsun, özge iftihar aranmaz ahvalinde
Bir dağsın, Alpler gibi, sanki tutulmuş ay şeklinde
Sen hudutta vatan beklersin, ben ondan az güzeli

Peri esvap bürünmüş çehren morca dağın şulesi
Çehrende yerleşmiş her kıvrım al bayrağın halesi
Yaşamaya bir dem can mı koyar cananın böylesi
Sen hudutta vatan beklersin, ben ondan az güzeli

Yazıklar ölmezsem bana layık gördüğün dar olsa
Görüp meyveyi şaşırsam Yusuf'a denk didar olsa
Yedi gece toy kurmazsam esen dönen dildar olsa
Sen hudutta vatan beklersin, ben ondan az güzeli

II.
Mektup sana, yanık bağrımın mühürlenmiş gazeli
Sen hudutta vatan beklersin, ben ondan az güzeli

Kaş rubai, göz gazel, kusursuz mürettep divansın
Şirin lisan, merd-i meydan, dillere destan civansın
Sen aklıma yurt kuran, aklımı başımdan kovansın
Sen hudutta vatan beklersin, ben ondan az güzeli

Hiçbir ceylan gözlü şiir yazmış mı Sultan Yavuz'a
Ben şeker demiştim onmaz yaramı bastığın tuza
Omzun methiyle yol gösterdim Hicaz'da kılavuza
Sen hudutta vatan beklersin, ben ondan az güzeli

Ayak basmadığın topraklar kadar dargınım sana
Haset ettim mevzine vuran, her sabah atan tana
Mahşerde söz verdiğimiz günden beri yana yana
Sen hudutta vatan beklersin, ben ondan az güzeli

Yüzümde kapından kalan, bu gördüğüm iz reva mı
Neydi böyle acımadan çarpan; aşk mıydı, perva mı
Kalkmadım eşiğinden, sensiz duvar bildim yuvamı
Sen hudutta vatan beklersin, ben ondan az güzeli

Susmak bilmez bir hürriyet türküsü dilim' ucunda
Koç kurban etmiş, kızıl da kına yanmış avucunda
Bir serçe var seni bekleyen bir annen başucunda
Sen hudutta vatan beklersin, ben ondan az güzeli