bu aidiyetsizlik yarım bırakıp bütün hayalleri
yarı adamlığımı örseliyor
tam korkaklarla ipleri koparıp
girilmemiş savaşlara döndürüyor beni
metalin merhametsizliğine
bu şehrin sefil ve güvensiz gecelerine
yaslayıp düşlerini
'çatlatabilirmi gül tohumu mermeri'
şimdi gündüz
herkes parklarda, arabalar yollarda
inançsız gözlerle bakıyor çiftler birbirlerinin gözlerine
radyoda arabesk acılar
taciz ediliyor balıklar
kirli sulu havuzda
sek sek iaşe toplarken kuşlar
uzun bir yola bakıyorum, geceyi bekleyerek
şimdi burada
stadyum çay bahçesinde
bir düş doğursam
zehirlenir kanı,
aidiyetsizlik aşısıyla
mermeri balyozlasam
paramparça olur gül tohumuyla
ait değilim diyorsam
hiç bir dine, hiç bir devlete
hiç bir şehre ve hiç bir insana
yalnızımda
güvercinlerin ağzından
su içmem dışında
ansızın başlayan bir yağmur gibi
düştüm bu yalnız adaya
merhamet beklemeden korkulardan ve acılardan
ters yöne yüzerken buldum kendimi
azgın ve duygusuz bir nehirde
toplayıp bütün duygularımı
uzun bir yola bakıyorum
yağmurlar altında esneyen
araba gürültülü bir günde
bulutlar kızgın
belkide çoşkun
aldırış etmeden
çalan türküye
bir anlam boşaltmak istiyorlar
hınca hınç
geriniyor şehir ellerini açarak
uyanmıyor bu güzelliğe
bir sersemliği kucaklayıp
tekrar boşuyorum bütün aidiyetlerimi
yola koyuluyorum
hoşçakalın beton yığınları
ve korkuluklar
HOŞÇAKAL YAĞMUR
Kayıt Tarihi : 15.11.2003 23:24:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

paramparça olur gül tohumuyla ' gül tohumuyla mermeri paramparça edenlere selam olsun, ne mutlu onlara..ne güzel ve kuvvetli söylemişsin aziz dost.
vahdet nafiz aksu
TÜM YORUMLAR (3)