Horozlandı mısralar
Uğultu kulak'ta
Söz, sözün içine karışıyor
Atmıyor nabzım
Hemşire masum, nankör namussuz kalbim
Hüzündür soluklandığın durak
Koltuk altında sakladığın ter
Saçlarına düşen beyaz
Alnında yer eden kırışıklık
Göz ucuyla bakıp Burun kıvırıyorsa hayat
Ve hızlı hızlı atıyorsa nabzın otur dinlen
ÖNCE / SEN BENDEN
Hadi Kaderi kandıralım ikimizde
Mesela sen Şehir'den Taşınma
Ben Geç Kalmayayım Telefonu açmaya
Ya da Trafik olmasın İstanbul'da
Vasati: 1 ayrılık
Düş kuran genç
Umutla bekleyen alkolik
Kan'ı Bitlenen nankör
arkandan ağlar yarım bıraktığın her şarkı
Korkak
Düşerken bir teselli cebinden
Ya da yaktığın siğara sönmüş efkardan
Boğazında işgal alınan nefes, yutkunmak külfet
Korkak, ciğerlerinde yol alan hasret
Sana adanmış
Mısralarım, tutucak ellerinden
Tenine en mahrem yerlerine dokunacak sözcüklerim
Gözlerinle sevişip,
Ruhuna öpücükler konduracak
Aramıyor artık, sormuyor
Aç tok ne haldeyim, gamsız
Uykuyu hangi park'a sakladım bilmiyor
Özledim mi, umuru olmuyor
Ya gidiyor, uzanamayacağım el’lere
Eskimiş söz
Mavi giyen gözlerin yok
Abesle iştigal düşler
Şehir masum, sen susuyorsun
Kırılıyor ayna
uçmuyor efkar kuşu
ömür törpüsü anılar gitmiyor
unutmak bir başka mevsime hapsetmek tek tercih
eylüldü
ıslanırsın diyorum
Yağmur yağıyor şehre
Adımlarım ıslak
Kuytu, Kaçamak zamanlar
An gibi düşüyor nefesin tenimin ücra sokaklarına
İlikliyorum düğmesini ceketin,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!