Mahsulü hicran dolu, harmanda savruldum ben
Bir elem, bir ızdırap, bir de hıçkırık kaldı
Kâh ayazında dondum, kâh narda kavruldum ben
Bir elem, bir ızdırap, bir de hıçkırık kaldı
Sustu türküler, şarkılar sustu, dünya sustu
Sustu dalında bülbül, güller umudu kesti
Sustu deli dalgalar, rüzgar usulca esti
Bir elem, bir ızdırap, bir de hıçkırık kaldı
Nedendir, düşlerimi geceye terk edişin?
Sıratta imtihan mı, bu sessiz serzenişin?
Sabır toplamak benim, dağıtmak senin işin
Bir elem, bir ızdırap, bir de hıçkırık kaldı
Ruhumu dâra çekti, bu zorunlu itaat
Mısralarıma çöktü, derbeder makûs hayat
Her tik-tak edişinde ömrüme tırpan saat
Bir elem, bir ızdırap, bir de hıçkırık kaldı
Kararan yüreğime ziya olan sevdadan
Sabır lokmalarıma maya olan sevdadan
Bakışı, gülüşleri riya olan sevdadan
Bir elem, bir ızdırap, bir de hıçkırık kaldı
Zindan her yer, hüzün taşıyla örülmüş duvar
Duygularımı yutan bir sürü kör kuyu var
Sonu yok dehlizlerde göğü inletir havar!..
Bir elem, bir ızdırap, bir de hıçkırık kaldı
Ben azabı tadarken, söyle sen neyi tattın?
Bir bardak su istedim, bana ateş uzattın
Kalbimi avuçlayıp, kızgın ocağa attın
Bir elem, bir ızdırap, bir de hıçkırık kaldı
Gök ekin biçmiş gibi, çiçekler solmuş gibi
Yaprakları buz kesmiş, ayazda kalmış gibi
Merhamet, vicdan, şefkat…Hepsi de ölmüş gibi
Bir elem, bir ızdırap, bir de hıçkırık kaldı
Tahammül sınırının en son raddesindeyim
Bağrımı tel tel eden sevda haddesindeyim
Sanki kasırga vurmuş enkaz caddesindeyim
Bir elem, bir ızdırap, bir de hıçkırık kaldı
Çığlık çığlığa yağdı, yüreğime elemler
Üzerine örtüldü kızıl renkli alemler
Bu büyük vahameti yazmaz kara kalemler
Bir elem, bir ızdırap, bir de hıçkırık kaldı
Kapında köle oldum “gel”dememen nedendir?
Bu belirsiz bekleyiş beni deli edendir
Ardında bıraktığın, can çekişen bedendir
Bir elem, bir ızdırap, bir de hıçkırık kaldı
Damla damla içime akıp durdu özlemin
Buna nasıl dayansın, yürek denilen zemin
Beni hicrana salan felek kendinden emin
Bir elem, bir ızdırap, bir de hıçkırık kaldı
Derdi can baş üstüne, ama çileye saldı
Ben ona canım dedim, oysa canımı aldı
Koşulsuz teslim oldum gayrı ruhumu çaldı
Bir elem, bir ızdırap, bir de hıçkırık kaldı
Filmi geriye sarıp, mâziye döndüğümde
Aklım seyyare olur seni her gördüğümde
Kaderin ilmek-ilmek attığı her düğümde
Bir elem, bir ızdırap, bir de hıçkırık kaldı
Sensizliğe alışan soluğumu boğardım
Aşka susuz gönlüme,yağmur olup yağardım
‘’DEĞİRMENCİ gel’’ desen, yeni baştan doğardım
Bir elem, bir ızdırap,bir de hıçkırık kaldı
Havar:İmdat
Makûs: Terse dönmüş
Dâra çekmek:İdam etmek
Radde: Son nokta
Hadde:Demir,gümüş,bakır vs tel haline getiren alet
Alem:Bayrak
Vahamet:Korku verici,güç durum
Seyyare: Gezmeye çıkmış
Kayıt Tarihi : 1.3.2025 14:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)