Her nefesi hayat olan adamdan,
_______________________Gözlerinde güneşi taşıyan kadına…
Deli AŞKIM benim, hasret çekilmez oldukça; her gülüşüne özlemli türküler yakarım şehrimde… Yağmurla yağdıkça yokluğun sızıları, üşüyen parmak uçlarımdan dökülen binlerce satıra güller açtırırım. Bir damla olup şehrine düşmek isterim ay yüzlüm, az ama delice yağmak şehrinin arnavut kaldırımlarına… Şah damarlarından süzülerek yüreğine akmak, seni sende yaşamak velhasıl tek derdim
Sevgi İle Sevgiye Karşı-Etika-164
Aşka gönül ile düşersen yanarsın. Zekâ ile düşersen kavrulursun.
Akıl ile düşersen çıldırırsın. Duygu ile düşersen gülünç olursun.
Aşka düşmezsen kalabalığa karışırsın, ezilirsin.
Sersem sersem bakınıp durma, bir yol seç.
Devamını Oku
Aşka gönül ile düşersen yanarsın. Zekâ ile düşersen kavrulursun.
Akıl ile düşersen çıldırırsın. Duygu ile düşersen gülünç olursun.
Aşka düşmezsen kalabalığa karışırsın, ezilirsin.
Sersem sersem bakınıp durma, bir yol seç.
AFFETMEM.....
Suskunluğum
Kabullendiğimden değil herşeyi;
Tam tersine
Öylesine yoğun ki öfkem,
Bıraksam,biranda siler süpürür herşeyi...
Fakat, isyan etmeyeceğim sana
İnadına susacağım sabırla...
Taa ki...taa ki;
Lanetlerin,küfürlerin ve nefretin
Hükmünün geçeceği zamana dek...
Biliyorum, şu an boşuna olur
Bunları haykırmak sana
Anlamazsın...
Ve yine biliyorum,bir gün gelecek
Zaman haykıracak sana herşeyi...
Ve o gün gelip anladığında
Herşeyi birer birer,
Ve ''pişmanlık şarabını'' içtiğinde
Yudum yudum,
İşte o zaman dikileceğim karşına..
Birtek kelime etmeden,
Ezen bakışlarla
Hesabını soracağım
Birer birer herşeyin...
Sen kahroldukça,
Ben bakacağım suskunca.
Ümitleneceksin suskunluğumdan;
''Anladım hatamı,üzgünüm,affet,gel''diyeceksin,
Uzatacaksın ellerini titreyerek,
Ve......
''keşke''ler çare olmayacak sana
Bu hesap; işte o gün kapanacak!
Ve ben bir daha bakmadan ardıma,
Dönüp gideceğim usulca...
Ve sen haykıracaksın ardımdan,
Gözyaşında boğularak...
Ama...nafile
O, beni son görüşün olacak
Ve...o gün inan;
BENİM AZABIM BİTERKEN
SENİN Kİ BAŞLAYACAK......!
Aşkım Sen...
Aşkım yatağın, sevgim yorganın,
Yüreğim yastığın olsun iyi uyu BİRTANEM !!
Bir yağmur damlası seni seviyorum anlamını taşısaydı,
Ve sen bana seni ne kadar sevdiğimi soracak olsaydın,
İnanki bir tanem hergün yağmur yağardı....
Hasret kapımda nöbetler tutuyor sevgilim,
Uzak bir şehirde gözlerim onu arıyor,
Bir kuş olup gitsem aşsam şu enginleri,
Varsam senin yanına öpsem doyasıya koklasam..
Hani o gün beni anlayan sen gitmiştin ya,
Seni başkalarında aradım ama yoktu,
beni senin kadar anlayan,
Yinede üzülme çünkü ben seni sensizde sevebiliyorum....
En güzel yarınlar senin olsun,
Sen buna layıksın ömrün mutluklarla dolsun,
Eğer gün gelirde sen beni unutursan,
İnan ki tatlım canın sağolsun.
Hayat yaşandığı kadar vardır.
Gerisi ya hafızalardaki hatıra ya hayallerdeki ümittir.
Hüsranı ise birtek yerde kabul ediyorum.
Yaşamak varken yaşayamamış olmakta.
Uçsuz bucaksız gökyüzünde kanat çırpan martıların.
Sonsuz huzuru anlatan denizin maviliğinde gördükleri
Kendi yansımaları kadar eşsiz hayat.....
Gülümsedikçe ve umut ettikçe yaşamaya değer.
Önceleri hasreti hiç tatmadım,
Yarimden hiç ayrı kalmadım,
Biter diye takvimlere baktım.
Zor geldi ayrılık alışamadım.
An gelir insan gülerken ağlarmış.
Gözyaşları sel olup kalbine akarmış,
Kahkaha bir maske derler bilirmisin?
İnsan sevdiğinden ayrılınca bu maskeyi takarmış..
Artık bulutlara yazıyorum hasretimi,
Yağmur yağınca anlarsın seni ne çok özlediğimi!...
Bana öyle bir mektup yazki sevgilim,
Açar açmaz duyayım kokunu sevda essin başak saçlarında,
Sesin yüzümü rüzgarla bulsun,
Bana öyle bir mektup yazki sevgilim,
Gelsin beni en koyu zulamda bulsun,
Ve öyle bir mektup yazki varsın ölümüm olsun.
Hasretin öldürdü beni !
Şimdi geceler çaresiz, geceler sensiz,
Bir öpüşten daha sıcak şimdi yağmur damlası,
Gelip konar dudaklarıma sessiz.
Söylemişmiydim hasretin öldürdü beni hiç sebepsiz.
Yardım etmekmi istiyorsun ? O zaman dinle;
Yaşama sevinci getir bana çokça olsun,
Çabuk tükenmeyenlerinden ihtiyacım var.
Bu ara unutmak üzereyim mutluluğu,
Unuttum sıcak bir çayın tadını, esen rüzgarın serinliğini,
Hadi durma öyle hatıralarımı canlandır, iyi olanları.
Korkma sevgiden çekme ellerini,
Bırak yaşasın yüreğin dizgin yakışmaz dörtnala,
Bozkırlarda kısrağın , hatırla!
Gülün dikeni olmasa hiç bukadar sevilirmiydi.
Bir sen varsın dünyamda beni anlayan,
Birde sevmek var içimde sıcaklığınla yanan..
Üzüntülerin kumsaldaki ayak izleri kadar hafif,
Sevinçlerin okyanuslar kadar derin olsun,
Canım ağlamak istiyor yazmak bahane,
Batan güneş umudumuz doğan güneş tesellimiz olsun.
Sen Tanrıya dilenen dilek göklere uzanan ellerimsin,
Sen gözümde süzülen yas tek düsüncem hasretimsin,
Sen yaşadığım ömür en güzel günlerimsin,
Sen her gece rüyama giren BİRİCİK SEVGİLİMSİN
Bir insanın idealleri olmali sonsuzluk gibi,
Bir insanın özlemi olmalı özlemle açan çiçekler gibi,
Bir insanın birtanesi olmalı oda senin gibi..
Ne senden vaz geçerim, ne düşlerimden,
Nede gözlerimi kaparım hayalinle yaşarken,
İnan hayatı seni bana verdiği için,
Seni ise hayatıma anlam verdiğin için seviyorum!!
Elimde denizde buldugum bir midye var,
Denizden o kadar uzak ki tıpkı seninle benim gibi.
Ama arada tek fark var o denize sen bana aitsin.
Biliyordum, seni seviyorum derken yeni bir alfabe keşfettigimi,
Kimsenin okuma yazma bilmedigi bir kentte..
Ne zaman tutsam ellerini,
Gözlerimin önünden mevsimler geçer.
Ne zaman gözlerin gözlerime değse
Samanyolundan bir yıldız düşer...
Ay ışığının aydınlattığı bir kumsala küçük bir dal parçasıyla
Seni seviyorum yazmak isterdim ama,
Sen hırçın bir dalga olup silersin diye yazmaktan korktum.
Sen seni özleyenin özleminden habersiz
Özlemle özlenmektesin,
Sen , özlemlerin içinde en çok özlenensin!!
Birgün hayatın bütün güzelliklerinden vazgeçip,
Ölüme sessiz sedasız gitmek istersen,
Yanıma gel ki sana sensiz yaşamanın,
Sensiz olmanın ölüm olduğunu göstereyim.
Kimbilir hangi akşam güneşle beraber bende söneceğim,
Kimbilir hangi ellerden son suyumu içeceğim,
Belki göremeden öleceğim fakat yinede seni 'EBEDiYEN SEVECEĞiM'
Umutlarının bittiği yerde düşlerine sarıl;
Düşlerini paylaşacak birini ararsan ben burdayım..
Ne seni unutacak kadar zaman geçecek,
Nede geçen zaman seni unutturmaya yetecek,
Bırakıp gitsemde unuturum sanma,
Zaman alışmayı öğretir, unutmayı ASLA ! !
Seni ne kadar sevdiğimi ögrenmek istersen,
Yere düşen her yağmur damlasını tutmaya çalış;
Tutabildiklerin senin sevgin tutamadıklarınsa;
Benim sana olan sevgimdir..
Ben bu hayatta pek çok yanlış yaptım ,ama acısını ben çektim
Tek bir doğru iş yaptım oda sana kalbimle güvenmekti,
Umarım laiksin sen buna canımın içi...
Gözlerin dolarsa bir gün, bilki ben seni anıyorum.
Kalbin yanarsa bir gün, bilki ben ağlıyorum.
Bir gün ağlamak gelirse içinden, bilki bende YAŞAMIYORUM
Sevgiyi göstereceksin söylemek yetmez ,
Sevgiyle dokunacaksın düşünmek yetmez ,
Sevgi ağzında olacak gözünde yetmez,
Sevgiyi vereceksin gönlünde yetmez...
Karanlık gecede önemli değildir yıldızları görmek,
Gündüzleri yıldızları görebilmek marifet,
Aşık olmak önemli değil, bir ömür boyu sevebilmek marifet
İskelemin ayağındaki balıklar getirdi haberini,
Dediler ki 'Bir deniz kızı haber uçurdu sana' inanamadım,
Gökyüzüne baktım ; martılar gülümsedi bana!
Umut yazıyorum bir kır çiçeğinin taç yaprağına.
Nice soğuklara dayanıyorda
Bir sözünle kırılıverir diye korkuyorum...
Sen herzaman nerede olursam olayım,
Ne düşünürsem düşünüyüm her an kalbimdesin,
Seni ne kadar sevdiğimi kelimeler ile anlatamam,
Ama şunu bil SENİ SEVİYORUM !!!!!!
Bir pınarsın içilen ama hiç kanılmayan,
Seveni yanıltmayan, sevince yanılmayan,
Özlenen sen. özleyen sen, özleten sen.
Varken doyulmayansın. Yokken dayanılmayansın...
Bir Dilenci gibi Kapına Geleceğim.
Beni görünce tanıyamayacaksın.
Para vereceksin; Param var diyeceğim!
Ekmek vereceksin; Karnım Tok Diyeceğim!
'Öyleyse ne istiyorsun?' diye sorduğunda:
'Bir zamanlar Sana Verdiğim Kalbimi' Diyeceğim!
Yanlızlık gecelerin, ümit bekleyenlerin,
Hayal çaresizlerin, yağmur sokakların,
Tebessüm dudakların, hüzün ellerin,
Sen ise sadece benimsin B İ R T A N E M !!
Gün birgün sevdalanmış geceye.
Gecede yakamoz düşürmüş denize.
O günden bugüne geceyle gündüz ayrılmaz olmuş,
Ta ki güneş tutulup, gölge düşürene dek sevdalarına.
Yıllardır sevgimin öyle çok muhafızı
Ve öyle çok düşmanı oldu ki,
inan ben seninle onları aştım.
Ve inanki seni seviyor olmak bile,
Büyük bir nimet benim için...
Aşkım var dağlar bilemez,
Sevgim var kimsenin aklı alamaz,
Birde sen varsın ya bir tanem,
Dünyada kimse böyle sevilemez...
Bir ilk gibi yaşayacağım içimde,
Kalan son sevgi parçasını seninle,
Sakın ayrılmayalım aşkım ölsem bile ellerinde...
Hani sözler varya sözleri anlatır,
Hani sözler varya gözleri ağlatır,
Hani anlar varya değeri geç anlaşılır,
Birde aşk varya seni bana anlatır.
Ay yıldıza mutluluk fısıldarken,
Gökyüzü sevincini yeryüzü ile paylaşırken
Ben sana bir parça mutluluk yolluyorum
İçindeki umut çiçekleri hiç solmasın diye.
Ufukta bir gemi görsem seni taşıyan,
Mavi denize dalardım geriye bakmadan,
Uçsuz bucaksız mavilikte arardım beni,
Ta ki beni sende bulana kadar.
Başını göğsüme yasladığımda tek bir düşmanım vardır; Geçip giden zaman.
Seni düşünür ,seni özlerim,
Sevgilerin özlemlerin derinliğinde ,
Ne olur kır şeytanın bacağını birkez beni hatırla,
Bir sonbahar serinliğinde.
Kalbimi kırmak suya yazı yazmak kadar zordur,
Kalbimi düzeltmek ise gece doğan güneşe dokunmaya benzer,
Sen o suya yazı yazdın,
Şimdi güneşin doğmasını bekle!
Şimdi daha iyi anlıyorum ki,
Nefes almak değilmiş yaşamak,
Ateşlerde yanmak gibi birşey,
Seni severken sensiz olmak.
Gökyüzü yıldızlarla doluydu, ben seni düşünürken,
Hüzün yıldızları kuydum adlarını, seni hatırlatıyor diye,
Aynı onlar gibi sende benden çok uzaklardaydın.
Göz kırpardın uzaklardan sessizce
Bense hep seni beklerdim, kırık kalbim, yaşlı gözlerimle
Eğer kalmamışsa sağlam bir dal,
İçilecek temiz bir su, sarılacak bir el,
Doğrul yatağından aç pencereni
Güneş doğacaktır birazdan.
Nehirler denizlere karışır dalgalanır,
Fırtına olur durulur kalbimdeki kasırga.
Hiç dinmez benliğin senle eriri bütünleşir,
Ateş yanar küllenir,
Ama sönmeyen bir ateş var o da senin ateşin.
Bu gece pencereni açık bırak,
Bir kuş uçurdum, biraz yorgun biraz ıslak,
Başucuna bir tutam sevgi bırakacak.
Eğer bir gün biri senin için,
İsmini güneşe buzlarla yazabilirse,
Bilki o seni benden daha çok sevmiştir...
Haritaya bakıyorum izin yok,
Kitaplara bakıyorum yüzün yok,
Sözlüklere bakıyorum ismin yok,
Birde dönüp kendime bakıyorum,
Senin benden başka adresin yok.
Yanlızlıksa eğer seni korkutan korkma! ben yanındayım,
Yok eğer yanlız kalmaksa istediğin kork!
Çünkü seni bensiz bırakmıyacağım.
Aşkın oyun olmadığına inanırsan bir gün,
Yoluna yüreğini koyanları unuutma,
Çabalamak sevmene yeterse, seni seven kalpleri kırma.
Beni sana kavuşturacak tek şeyin ölüm olduğunu bilseydim,
Azrailin gelmesini beklemezdim.
Bugünü yaşıyorsam eğer,
Gelecek günlerin seni getireceğine inandığım içindir.
Aşk sevipte ayrı kalmaksa,
Sevgilerin sonu hep ayrılıksa,
Ömürlerin sonu hep böyle karanlıksa
Al dünya bu aşkı, sende kalsın...
Bir kutu dolusu yaşam gönderiyorum sana
Bir fırça koydum kutuya,
Cennet resmi yapıp içine gir diye,
Düşler serpiştirdim içine,
Düş kurmayı unutma diye.
Hangi ruh duydu seni benim kadar derinden,
Hangi gönülde yandın böyle yangınla sen,
Ya benim gözlerimdi seni bambaşka gören,
Ya başkası bırakıpta geçmiş seni görmeden.
Bana kalsa gökyüzündeki tüm yıldızlar yerine bütün insanlara
Senin gözlerinde ışıldayan bir çift yıdız gönderirdim.
Hayatımın hem anlamı hem neşesi oluverdin,
Seni gördüğüm günden beri,
Şarkılarda seni düşündüm,
Gecelerimin parlayan yıldızı oldun..
Bulutlara yükledim özlemimi, rüzgarlarla yolladım sevgimi,
Yağmurları yağdırdım gözyaşlarımla,
Küçücük melekler gönderdim,
Seni öpmeye gelmediler mi?
Güneşin bile buz tuttuğu bir yerde, eğer ateş görürsen,
Bilki o ateş senin için yanan kalbimdir.
Kağıt önümde kalem elimde,
Duygular kalpte düşünceler yazıda,
Ay gökyüzünde yıldızlar daha ötede,
Tanrı yukarıda kullar aşağıda,
En zoru da canım sen orada ben burada
Hafif hafif çiseleyen yağmurda kalırsan;
Saçlarını okşayan her tanede
BENİ HATIRLA !
Bu gece seni düşüneceğim; Ne kadar uzakta olursan ol,
Sevgimi avuçlarıma alıp yıldızlara üfleteceğim ,
Gecenin rengine kucağındır diyerek düşlere dalacağım..
İki Şaşkın yıldız gibi parlayan gözlerine bakıp da, senin ruhunu tüm içtenliğiyle görebilenler anlar ki sen bir ömre bedelsin !!
Ben seni bir nisan yağmurunda,
Ilgıt ılgıt esen rüzgarların gelincikleri okşayıp,
Bir kış günü kar altındaki buğday tanesinin,
Güneşi özlediği gibi seviyorum...
Gözlerimdeki pırıltıyı farkettiğin zaman,
Üşenme sarıl boynuma anlamışımdır mutlaka sevdiğini,
Zaten belli olur gözlerimden hemen,
Alışık değiller öyle parlamaya!
Acı ve hüzün bir yıldız kadar uzak,
Mutluluk ise gözbebeğin kadar yakın olsun,
Umutların gerçek gerçeklerin, mutlulukların sonsuz olsun..
Bugünde yarın da yüreğin kadar yanındayım ,
Kendini yanlız hissettiğinde elini yüreğine koy ben hep oradayım!!
Gecenin en karanlık ve en derin anında,
Kızıl bir ay karşımda karanlığa yükseliyor,
Ve bir yıldız bana göz kırpıyor.
EMİNİM Kİ SENSİN ! !
Senin için ağlarken gözümden düşen yaşlar denize dökülseydi eğer,
Karaya vuran dalgalar 'seni seviyorum' yazardı.
İki damla gözyaşı düştü gülüme, sonra kurudu tuzu kaldı geriye,
Denizleri aşıp aşkıma yol aldı bir umutla yeşerip tekrar açacak diye.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret,
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar yakınsın.
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın,
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak..
Yeşile inat ağaç hala yeşermekte,
Geceye inat gün hala ağarmakta,
Ben ise sana inat seni hala sevmekteyim
İnat bu ya seni hep seveceğim..
Aramazdık gece mehtabı yüzün parlarken,
Bir sönük yıldıza benzerdi güneş yanımda sen varken.
Bu gece bir yıldız tut,
Ben bu yıldız kadar uzağında olsam bile,
Sevgim heran yanıbaşında!..
Eğer bir gün o, sevdiğin yağmur insafsızca seni ıslatırsa, bilki ben sana ağlıyorum. Eğer bir gün aşkımızın şarkısı kulaklarını tırmalarsa bilki ben o şarkıyı sana söylüyorum. Eğer bir gün elinde bir demet gül mezarıma gelirsen bilki mutluyum mezarımda uyuyorum...
Her martı bir deniz, Her rüya bir uyku,
Her dağ bir duman Her nota bir şarkı bulur ama,
Ben başka ' sen ' bulamam...
Hep bir yıldız olmanı bekledim.
Gün gelir kayıp bana ulaşırsın diye,
Sonra vazgeçtim,
Yıldız olursan ben ulaşamam diye...
İnsan ya hayrandır sana ya düşman, ya hiç yokmuşsın gibi unutulursun
Ya bir dakika bile çıkmazsın akıldan.
Bilirmisin geceler ne kadar uzun gelir bekleyenlere
Hele o beklenenler vazgeçilmezlerdense..
Doğan güneşi bana doğsa, her mutluluk beni bulsa,
Bütün dünya benim olsa sensiz hayat yaşanmıyor
Sen bazen en zifiri karanlık gecemin güneşi,
Sen bazen yaşanacak hayatın cesaret verecek mutluluk yanı,
Sen bazen ve her zaman sevgimin tek nedeni...
Şu an hayatta olmamın çok güzel bir nedeni var,
Bu nedende yüreğimdeki sensin..
Belki dünya için önemli olmayabilirsin ama,
Biri için dünyalar kadar önemlisin.
Ben, seni, gözlerimi kapattığımda değil,
Gözlerimi açtığımda görmek isterim...
Sevdiğinin gözyaşları sahile vurduğu zaman ,
Sahilin atacağı imza SENİ SEVİYORUM olacak bitanem..
Kuyruklu yıldızlar vardır;
Yetmiş yılda bir yaklaşır dünyaya...
İnsan ömrü boyunca ya bir defa görür ya hiç...
Ben gördüm o da sensin Bitanem...
Seni yıldızlara benzetiyorum.
Onlar kadar pırıl pırıl ve yine onlar kadar ışıl ışılsın.
Ama aranızda tek bir fark var,
Onlar bin tane sen bir tanesin.
Ağlasam çizgi çizgi,
Gözyaşlarım sana değilmiş gibi, beklesem,
Zamansız, dünsüz, yarınsız gelmeyişini, Silinmiyor hüzünlerim,
Seni seviyorum...
NE YAZACAM NASIL YAZACAM BİLMİYORUM
HAYALİMDE YAŞATTIĞIM GİBİ HAYAL YAZIYORUM
bende yas bende hasret bende acı ile kalbimde özlem yüreğimde sancı ile beni kabul edersin inancı ile bu yağmurda sana geldim işte elim titriyor gözümde yaş var yasım dinmiyor unutulmadı anılar belki bu mahkemede idam eder kadılar ılık cesedimle sana geldim işte elimde bir defter bir kitap hepsi tırnaklarım söküldü etim eridi seninle dolu beynimin ücra köşesi şaşkınım ama sana geldim işte farkım yok hainlerden vefasızım belki şarkın bir köşesinde yalnızım belki sevdam kelepçeli parmaklıklardayım belki nerde olduğumu bilmeden sana geldim işte saat belki gece yarısı kadar korkuyorum boğacak beni karanlıklar uçurumun her köşesinde iki dişli canavar ürkek yüreğimle sana geldim işte
sende imkansızsın diğerleri gibi....senden sonrakiler gibi ya ben imkansız aşkları tercih ediyorum ya da aşık olduğum insanlar imkansız ya da ben imkansızlaştırıyorum... ne farkederki yoksun şu an da yanımda ve hiç bir zamanda olmıcaksın sevgi neydi? seninle olmak mı? senin olmak mı? seni sensiz yaşamak mı? sabahları uyandığımda seni görmeyecek bu gözlerim...tıpkı uyumadan önce son gördüğüm sen olmayacağın gibi.. elin hep yabancı olacak bana..yüzün de...sende... bana ait olmayacaklar hiç biri... yine de seviyorum ama seni... beni sevdiğin için değer verdiğin için... uykunda bile yüzüm; terketmediği için.. düşündüğün için.. aklın bende kaldığı için yokluğumda... özlediğin için beni seviyorum seni... bensiz tadın olmadığı için... tadına tat katmak için seviyorum seni... benim açtığım yaraları sarabilmek için seviyorum seni...bugün geçmişten bir rüzgar esti yüreğime derin bir hüzün çöküverdi aklıma o günlerin güzelliği geldi maziyi andım ağladım bugün sordum aynaya o günlerden ne kaldı bir zamanların gülü şimdi sarardı demişlerdide inanmamıştım muhabbetimiz azaldı eskiyi düşündüm ağladım bugün sanki ben değilim o neşeli kız yüzüm yabancı gözümden akan yaşlar yabancı ağlayarak anlatsam biliyorum inanmazsınız kelimeler yalancı ağzımdan çıkan sözler yalancı...
İki küçük kol düğmesi bütün bir aşk hikayesiİki düğme iki ayrı kolda bizim gibi ayrı yoldaevet...bütün bir aşk hikayesini noktaladık sonunda....son olarak verdim sana kol düğmelerini ve bu hikaye burda bitti...zaten başlaması en büyük hataydı...aklıma gelince kah ağlıyorum kah gülüyorum..neler neler yaşadık...hepsi koca bir hiç içinmiş...neyse dedikodu yapmayım...ben pişman değilim yaşadıklarımdan ama sen pişmansın...tıpkı iki küçük kol düğmesi gibi birbirimizden ayrı yaşayacağız...ayrı öleceğiz. Akşam olunca sustururum herkesi her her şeyi Gelir kol düğmelerimin birleşme saatiUsul usul çıkarır koyarım kutuya yan yanaBitsin bu işkence kalsınlar bu arada sana aldığım kol düğmelerinin aynısından kendimede aldım...annem neden kendime kol düğmesi aldığımı sordu...güldüm sadece...ne deseydim kadına onlardan biri ben biri de O diyemezdim ya....ama ben kol düğmelerini aynı kutuya koymuyorum..birini başka bir kutuya diğerini başka bir kutuya....ayırıyorum onları...tıpkı başkalarınında bizi ayırdığı gibi....nasılda kandık yalanlara nasılda kıydık birbirimize...nasılda birbirimizin sırtına sapladık bıçakları...yaraladık..kanattık..vurduk..hatta öldürdük....evet..sen benim için ölmüştün bende senin için ölmüştüm...artık ne senin hayatında ben varım ne de benim hayatımda sen varsın...demekki hakkımızda bu hayırlıymış...Takdiri ilahi sonuçta... Heyhat sabah gün ışıldar yalnız gece buluşanlarYaşlı gözlerle ayrılırlar düğmeler gibiBizim gibi bizim gibi ayrılırlar bizim gibi ayrılırlar kimse bizim gibi ayrılmamıştır....sana 'gidiyorum' dediğimde gözlerime nasılda şaşkın şaşkın bakmıştın....dondun kaldın...kal diceksin sanmıştım..o bakışlardan sonra...gitme diceksin sanmıştım...oysa sen 'git' dedin...gittim....zor oldu gitmek...seni severken seni yüzüstü bırakıp gitmek...hani Can Yücel de diyor ya..; Biri sana 'git' dediğinde, 'kalmak istiyorum' diyebilmekmiş sevmek. 'Git' dediklerinde, gittiğimde anladım...; kendine iyi bak güzel yüzlüm...dalıp dalıp gözlerimin içine bakan güzel gözlüm..anladım artık gelmeyeceksin...beni tamamen silmişsin...ben istemedim böyle olmasını...beni kaybetmeni..seni kaybetmeyi... Sevgi emekmiş. Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş...! ! ! artık özgürsün...senden vazgeçmiyorum..ama artık sana hiç bir şey söylemiyorum...yazmıyorum....bu ise son yazımdı sana...iki küçük kol düğmesi vermediysen başkasına baktıkça beni hatırla.....
-
gecede başka bişey vardı '; öyle
diyordun...'ben gecenin sessiz olduğunu düşünüyordum sen sadece sessizliği için mi geceyi sevdiğimi soruyordun? ben sana 'hiç bir şey tek bir şey için sevilmez' demiştim....ve sonra saatlerce bu cümle üzerine tartışmıştık....bana 'benceyle sence arasında hep uçurum oldu' dediğinde beynim zonklamıştı....hakikaten öylemiydi ki? senceyle bence arasında hep uçurum mu vardı...halbuki o gece aynı şeylerden bahsediyormuşuz...sonradan farkettim....zaten seninle ne zaman konuşsam..ne zaman karşılaşsam...ne zaman gözlerin gözlerime değse...o bülbül gibi şakıyan senin yerine cümleleri birbirine karıştıran bir melek geliyor yerine.....O gece de öyle oldu diğer konuştuğumuz gecelerde olduğu gibi...aynı konulardan bahsedip aynı fikirde olmamıza rağmen zıt düşünüyor gibi tartışıyorduk gecenin bir vaktine kadar...normal insanların uyuduğu saatlerde biz birbirimizi anlamaya çalışıyorduk...hele bana bir soru sormuştun tam 00:52 de de kafamı karmakarışık etmiştin...zaten senle yazışırken az anlayan ben ne kadar karmakarışık sorular varsa soruyordun bana... 'sevgi bir insana sahip olmak mı? bir insanla olmak mı? '...... seninim? mi benimsin? mi..... bakışlarımızın söylediği şarkıyıda çözdünmü? ... bu arif nazım hayranlığın çok beğendiğin kesin eserlerini özel bi sebebimi var? insanı tanımadan ne demek istediğini anlamanız mümkünmü
çok merak ediyorum adımı unuttuğun gibi sesimi unuttuğun gibi yaşanan o güzel günleride unuttun mu? unutsanda koymuyor artık..o kadar alıştım ki umursamazlığına...vurdumduymazlığına..konuşmayışına..selam bile vermeyişine o kadar alıştım ki..her şeyden önce yokluğuna alıştım...oysa yokluğun ne kadar boşluk yapıyor hayatımda...ama; o boşlukla yaşamaya alıştım..alıştırdın...yılda bir defa ansan beni...yılda bir defa..hatırlasan adımı..sesimi beni...razıyım inan ki..
sevmekten yorulmadım...seni özlemekten yorulmadım..beklemekten de yorulmadım....O sana geri dönmeyecek boşuna bekleme diyenlere cevap vermekten yoruldum...umudumu kırmak isteyenlerle mücadele etmekten yoruldum...bende biliyorum dönmeyeceğini..beni eski günlerdeki gibi sevmeyeceğini...bana inanmayacağını ve güvenmeyeceğini...bunların hepsini bende biliyorum...ama kimse kendi moralini bozmak ister mi? ....dönmesende,inanmasanda,güvenmesende....beni sevdiğini biliyorum...bu bile ayakta kalmak için,mutlu olabilmek için bir neden...belki bir gün başka bir insanla hayatını birleştireceksin...o zaman bile seveceğim seni...söz veriyorum...ben kimseyle hayatımı birleştirmeden hep seni tek seni seveceğim...eğer bensiz mutluysan sakın bana dönme ben senin mutluluğunu bozmak istemiyorum...zaten her gidişim seni her bırakıp gidişim sen mutlu ol diyeydi....gittim yine giderim...söz konusu sensen giderim..ama birlikte mutlu olacağımız günleride beklerim... hayat akip giderken avuclarimdanegilip yerden toplayamiyorum parcalarimive artik her sey icincok gec demek icinbelkide cok gec...simdi ellerim bombossözlerim sarhosgönlüm olmus bin parcacokdan terk edip gitmisicde bu sevdagözde olsa ne faydaoysa bir umuttu hepgönlü besleyendayan yüregim diyenama kap kara bir yelher yani sardibende bir tek can kaldicoskun irmaklardantozlu yagmurlardantasli yollardan gecdimyalan olmus serdennar kokulu yardanher seyimden vazgecdim
Uyutan benim..Uyuyan sensin...Rüyayı gören benim...Zehiri veren benim..İçen sensin..Ölen benim...Günahı İşleyen sensin...İşleten sensin...Cehenneme giren benim....Leyla benim...Mecnun sensin...Çöllere düşen benim...Ben ve sen hangi meçhuldeniz...Aynı yolda yürüyoruz ama seni görmüyorum....Aynı yerden geliyoruz ama seni tanımıyorum...Sesin hala kulaklarımda ama sesini hiç duymadım....Ben diken oldum..Sen gül oldun...Ama niye solan benim...Kırılan kalp benim..Kıran sensin...Özür dileyen yine benim...Gardiyan benim...Esir sensin...Özgürlüğü isteyen benim....Parçalanan benim..Parçalayan sensin...Canavar yine benim...Kalem benim..Defter sensin....Karalanan niye benim...Acı çeken benim...Hasret çeken benim...Sana ne oluyor
Yavaş yavaş
Kayıp gidecek yıllar
Avuçlarından,
Tutamayacaksın.
Zaman
İçecek koca ömrü bir yudumda,
Benden uzaklarda,
Yalnızlığı alıp koynuna
Uyuyacaksın.
Nasıl bir duygudur aşk?
Coşmak aynı yatakta / bir ırmak gibi?
Sarmaş dolaş / sabahlamak geceyi?
Öpmek / sıcak dudakları?
Sevişmek ne?
Unutacaksın.
Koyduğun hiçbir şey
Yerinde olmayacak / yokluğumda,
Sap saman karışacak birbirine,
Bağbozumu
Başlayacak bahçelerinde
Dalların üşüyecek,
Rüzgârda titreyecek.
Tipiye yakalanmış kuş gibi
Donacaksın.
Fotoğraflar olacak
Tek tesellin,
Anılar dostun.
Geçmişte kalan aşkımızı
Dinlediğin şarkılarda bulacaksın.
Aylar sonra
Yeni bir baharı
Muştulayan kuşlar
Öterken sabah serinliğinde,
Açacaksın
Uykuya terkettiğin gözlerini / bensiz
Ve yapayalnız.
Sol yanında sevdiğin
Olmayacak yatağında,
Duvarlarına
Anılarımız sinmiş odanda,
Yalnızlığınla kalacaksın.
'Olmaz' deme sevgili!
Yaşayacaksın bir gün bu yalnızlığı,
Yokluğumu
Soğumuş avuçlarında,
Damarlarında duyacaksın.
Çekip gideceğim sonunda / uzaklara,
Bir gün / bensiz
Yeni sabahlara uyanacaksın,
Ağlayacaksın.
Soracaksın kendine:
'Ben nerde yanlış yaptım?' diye.
Bulsan da yanıtını
Yararı yok sevgili!
Geç kalmış olacaksın.....
Şimdiden hazırla kendini / yokluğuma,
Bir gün
Bensiz yaşamaya
Alışacaksın.
UNUTTUM SENİ SONUNDA -
Aylar geçti ama içimdeki sevgin hiç bitmedi… Beni sevmediğini, önemsemediğini bilmeme rağmen büyüttüm sevgimi.
Ama bu gece Vazgeçiyorum Senden...
Ben seninle olmak, seni yaşamak istiyordum...
Ama izin vermedin...
Bilmiyorsun ki geç zamanlar vardır... Ne yapsan affedilmeyecek, ne yapsan boş...
İşte şuan, o an...
Korkma, seni artık sevmiyorum
Artık bittin bende.. Gittiğinde bitmiştin hemde.. Bu kalbin kapısını kırıp umursamadan cekip gittiğinde bittin Bende. Ama o zaman kalbimde bitirememiştim seni... Zordu bunu bir anda başarmak
başaramadım bende.
Zaman öğretti bana hayatın sensizde yaşanılabileceği. Nasıl senden önce yaşamayı başarabildiysem..
Çok uzun zaman gecti ben seni bitirdiğimde. Ama ama bitiremiyordum o kahrolası lanet yerde işte.
Çabalıyordum uğrasıyordum ama yok. Başaramıyordum. Ömrüm boyunca da başaramam sanmıştım. Hep böyle kalırım sanmıştım . Olmadı.
Başardım. Ve gurur duyuyorum kendimle şimdi. Belki haberin yok bunlardan. Olsada umursar mısın bilmem. Çokta umrumda değil açıkçası. Kısaca artık kalbimde de bitirdim ben seni. Ordada yoksun artık.
Bir gün karşıma yine çıkacaksın biliyorum.
Bir gün üzmek isteyeceksin beni.
Ama bu sefer farkLı oLacak
Çünkü içimde sen oLmayacaksın..
Ve....
Benden duymaya hiç aLışkın oLmadığın bir keLime duyacaksın..hazırlıklı gel...
sana diyeceğim ki:::
H
A
Y
I
R
istemiyorum
Seni SEVMİ
Y
O
R
U
M Artık...
bütün CABAMA RAĞMEN İKİ YABANCI KALDIK BİZ
VE hep öyle kalacaz cünkü artık ben yokum
Sen ve ben aynı cümlenin içinde iki yabancıyız.Hayat ile ölüm arasında kalan boşluğa sıkışmış iki bahar sabahı.. Biraz yorgun, biraz kırgın..Ayrılıkla şereflendirilmiş iki esir yürek....Göğsünde söz verilmişliklerin bir bıçak yarası gibi parladığı iki süngüsüz asker.. Oysa bayram sevinçlerimiz vardı yüzümüze “ gülüş “ diye taktığımız...Oysa baca dumanlarının bile yüzündeki masumluğunu kirletemediği beyaz düşlerimiz vardı ardında “ hayat “ diye koşuşturduğumuz...Hatıralar mısın seninle tanıştığımız günü...Fırtınalı bir zamandı..Ürkek bakışlarımız vardı..Saklı cümlelerimiz, yaralı geçmişlerimiz..Sen, mavi sulardan alınıp tozun toprağın içinde yaşatılmaya çalışan bir balık kadar çaresiz..Ve ben tüm umutları alabora olmuş bir balıkçı kadar ümitsiz.. Acılarımız ortaktı, umutlarımız ise yalnızlığa prangalı..Ama pes etmedik..Önüne gelen herşeyi gölgesinin önünde diz çöktüren rüzgara bile bel bükmedik biz..Yüreğimizi kalkan bilip sonuna kadar savaştık aşkımıza zaman biçen herşeyle..Bu savaşta yenilmeyi aynı safta ölmeyi bile göz aldık. biz.Göğsümüze ayrılığın madalyası takılmaktansa ölümü reva gördük umut fakiri yüreklerimize. Ama belki göz ardı ettiğimiz belki de unutmak istediğimiz bir şeyler vardı sevgili. Biz bu savaşa bir sıfır geride başlamıştık..Ayrılığa yakındı saflarımız..Ve göz ardı ettiğimiz teknemiz su alıyordu..Ama pes etmedik. Yanan bir şeyler vardı yavaş yavaş..Yenilmeye hazır iki asker vardı ayaklarımızın ürkek gölgelerinde…
Ama mühürlü kaderimize inat tek bir yürek olmaya çalıştık uçurum kenarlarında..sevdamıza biçilen kelebek ömrüne inat biz yaşamaya çabaladık camdan fanuslarda.
Birbirinden uzak, dört duvar arasına saklı yüreklerimizi aynı gökyüzünün altında buluşturarak nice hasret kelimelerini demledik cümlelerin isli çaydanlıklarında..Aynı gözyaşlarında ıslandı kuru topraklarımız..Acılarımızı yüreğimizde öğütüp gökkuşaklarından ördük yarınlarımızı..Ayak üstü yaşamadık sevdamızı, mutluluğun her bir satırını her bir nefesini yüreğimize mühürledik..Her cümlemiz mutluluğumuzun tek şahidiydi. Ama bir akşam üstü “ ne olur anla beni “ cümlesini bana miras bırakarak gittin. Kıyılarımıza vuran ilk fırtınada sevgini, yüreğini ve geleceğini bırakıp ait olduğun karanlıklara gittin. Evet, teknemiz su alıyordu. Bu bir kaçınılmaz gerçekti..Ama hani son an’a kadar savaşacaktık seninle. Hani pes etmeyecektik. Hani hiçbir zaman yenilmeyecektik…Hani biz hiçbir zaman pes etmeyecektik…Ardında “ ne olur anla beni “ cümlesini bırakılmış cevapsız sorularla gittin..Gittin, ardında avuçlarıma kalbimin sana ait olan yerin demir anahtarını ve gideceğin karanlığına adresini bırakarak.Sen savaşmaktansa yenilmeyi tercih ettin. Söz vermişliklerini, gözü kara cesaretini soğuk ve dilsiz duvarlara feda ettin...Günbegün içten içe kemiren ve gittikçe büyüyen ve de bir türlü cevabını bulamadığın ya da bulmaktan çekindiğin korkularına esir düştün belki de..Sen zor olanı değil; en kolayını seçtin sevgili. Velhasıl; sen gittin ama ben senin yokluğunu hiçbir kalıba sığdıramadım.Anlamakta hala zorluk çektiğim ve yüreğime bir türlü dinletemediğim ayrılığını yutkunamadım..Belki de hazmedemedim ansızın gidişini..Belki de bir türlü kabullenemedim gözlerindeki yenilmişliğimi.Sen gittin ardından demir kapılarda soğudu sıcak gülüşlerim.Sen gittin şehrin tüm aynalarını teker teker kırdım..Sonra da “ kendimi “ sende intihar ettim sevgili…Ve şimdi her şey bitti.. Senden bana ayrılıktan öte sadece acıyan ve kanayan bir yara kaldı.. Bir de sol göğsümde senli günlerden kalma bir bıçak yarası..Şimdi “ aşktan “ sınır dışı edilmiş iki uçurumuz biz..Senle biz; birinci ve ikinci tekil şahıs olmaktan öteye geçemedik devrik cümlelerde. Senle ben hiçbir zaman “ biz “ olamadık mutluluk yeminlerinde... Kısacası ki ayrı bedene pay edilmiş yüreklerimizi tek bir sevgide yaşatamadık..Başaramadık..Sonra imamesi kopmuş ince tespih taneleri gibi birer birer dağıldık etrafa..Birer birer savrulduk takvim yapraklarından yeni ziftlenmiş asfaltlara...Hayata dair cümle olacakken, bir solgun yaprak olduk kuru sonbaharlara..Aynı yürekte ömür boyu yaşayacakken, gömüldük tarihin tozlu sayfalarına... Sebepsiz ve bir o kadar vakitsiz...
Hatırlar mısın birbirimizin bedenlerine paylaştırılmış acılara inat mutluluk için savaşacağımıza dair ettiğimiz yeminleri..Hatırlamadın mı yoksa? Unutmuş olabilirsin...Hayat bu, unutabilirsin...İki dudağın arasına gömmüşken beni, ne anlam taşır ki dudaklarınla mühürlediğin taze yeminlerin! Geçmişte ettiğin yeminlerin hükmü geçer mi tozlu yarınlarına.Hükümsüzdür yeminlerin, hükümsüzdür sözlerin..Oysa her sözcüğün bende “ hayat “ kadar anlamlıydı...Ve bir o kadar sıcak kanlıydı....Seninle konuşurken gözlerin sıva tutmaz karanlıklarıma galip gelirdi..Seninle yaşarken beli bükük mutluluklarım rest çekerdi..Çünkü bir nefesin bir ömre bedeldi çünkü gözlerin yüreğimde “ güneşe “ eşdeğerdi. Ve seninle iken hiç “ ben “ olmadım...Ben hep sen’dim..Ben hep “ biz” idik...Bedenim bana ait olsa da, yüreğim hep sana aitti. Tüm yollarım, tüm adreslerim sanaydı...Tüm sözlerim, tüm cümlelerim seninle alakadardı...Çünkü sen, gözlerine Cenneti çizdiğim kadınımdın..Çünkü sen, hayatla ölüm arasında sıkışmış bir adamın tek sığınağıydın..Çünkü sen, mutluluğun diğer adıydın....
Seni sevmek, bir sadakati değil, sadık bir ihaneti sevmektir.
Seni sevmek, bir sadakati değil, sadık bir ihaneti sevmektir.
Kaybetmeyi ve her seferinde yeniden başlamayı sevmektir, seni sevmek.
Seni sevmek, ayrılığı daha ilk dakikadan kabullenmektir.
Ayrılık çöplüğünde aşk aramaktır seni sevmek.
Cevapsız bir soru, sorusuz bir cevaptır aşkın.
Kaç bilinmeyeni olduğunu bile sayamadığın bir denklemi çözmeye çalışmaktır, seni sevmek.
Seni sevmek, 'olmayacak bir nedeni, gelmeyecek bir gideni' beklemektir.
Seni sevmek, kafandaki hayali aşkı değil, hiçbir norma uymayan bir deliliği sevmektir.
Seni sevmek, sonsuz bir denize dalmak, çıkışı olmayan bir tünele isteyerek girmektir.
Cehennemde yanmaya koşa koşa gitmektir, seni sevmek.
G ü n a h ı n çekiciliğine kapılmak, şeytanın yap dediğini yapmak ve ateşi güneş sanmaktır, seni sevmek.
Bitmeyen bir filmi sürekli yeni baştan seyretmektir seni sevmek.
Seni sevmek, rüzgâra kapılmak, havalanmak, uçmak ve her seferinde binlerce metreden yere çakılmaktır.
Yaralanmış yüzünle, kanlarını temizlerken yine uçmaya çalışmak da, sadece seni severken yapılacak bir deliliktir.
Seni sevmek, hiçbir şeye sahip değilken, dünyalar sana aitmiş gibi mutlu olmaktır.
Seni sevmek, en basit haliyle yalandır, her seferinde yeniden kanılan, bir kez daha kanmak için aylarca beklenen, bir yalandır.
Seni sevmek, herkesin aklına meydan okumaktır, tüm doğru şıkları reddedip, bile bile bir yanlışı seçmektir, seni sevmek, akılla kalbin bitmeyen kavgasını başlatmaktır.
Seni sevmek, kimselere açıklanamayan, kendine bile anlatılamayan, lanetli bir hastalık gibi saklanan, tuhaf bir hikayedir.
Seni sevmek, bir hikâyede hayat bulmaktır.
Hayatını bir hikâyenin peşinden sürüklemek, bir roman karakteri olmak, romanın diğer karakterlerince acınarak bakılmaktır.
Seni sevmek, kimsenin göze alamayacağı bir kavgaya girmek ve sonunda kahramanca ölmektir.
Seni sevmek, her seferinde yenilmektir, daha güzel yenilmek için yeniden başlamaktır.
Seni sevmek, dünyanın en güzelini sevmektir.
Kendi sevgine bile aşık olmaktır seni sevmek.
Hiç kimsenin başaramayacağını, başarmaktır seni sevmek.
Dünyada en az bir kez mutlaka yaşanması gereken bir duygudur seni sevmek.
Aşkını bu kadar çok olumsuz öğe ile tarif ettikten sonra,
Yazının sonunda, bir kez daha sana aşık olmaktır, seni sevmek
sen aşkımı haketmedin
Senin gitmelerin ikimize de bir ömür yeter. Doğru yeter senin gittiklerin ikimize de ama şimdi ben senden gidiyorum. Bugünden sonra ben de yokum artık yok ne aşkım ne özlemim. Hiçbir şey yok benden sana. Sen çoktan gittin benden dedim ya senin gitmelerin ikimize de bir ömür yeter ama olsun ben senden gidiyorum şimdi … Ve seni sonsuza dek unutucam.
Kalbime gömerim o zaman,
Unutupta silerim o zaman
Alt tarafı aşk bu da işte
Vazgeçilmez misin aman?
Vazgeçilmezsin sanırdım önceden meğer senden geçmekte kolaymış.Sevdiğini sanmak aylarca ne kötü şeymiş meğer.Şimdi değil beni sevmek uğrumda ölmeye razı olsan dönüpte bakmam.Bende bırakmadın seni aldın her şeyini gittin zerre kalmadı ne aşktan ne sevgiden…
Bugünden sonra ben yokum hayatında,
Kendine göre biriyle yeni bir yol seç,
Unutmaya çalışma unut gitsin aldırma,
Dedim ya ben yokum bugünden sonra.
Sen hak etmedin bu aşkı.Haketmedin sevilmeyi ve beni.sana elvedaları sevmem dedim ya o yüzden sana “elveda” demiyorum “kendine iyi bak” desem yeter.Gerçi banane nasıl bakarsan bak kendine sevmiyorum seni gidiyorum senden.Bakmıyorum ardıma, aylar önce senin yaptığını şimdi ben sana yapıyorum ve gidiyorum senden…
Bir sen bırak beni,
Unut gittiğin bi yerde
Kim kaldı ki
Çok büyüm sayende ….
Çok büyüdüm sayende çok şeyler öğrendim hayattan.Hayat o kadar değiştirdi ki ben neler aldı götürdü benden yıllar.Tek tek sayayım istersen...
Önce seni aldı,ardından gençliğimi en son sana olan aşkımı almak geldi aklına ne kadar geç kaldı hayat bilemiyorum ama galiba en iyisini yaptı...Seni daha iyi tanıma şansını verdiği için hayata teşekkür ediyorum.
Hadi yüreğim ha gayret!
Hele sıkı dur, hele sabret.
Başını eğme dik tut,
Bu bir rüyaydı farzet...
Unut diyordun ya unuttum işte...
Unut diyordun ya unuttum işte...
Kaç kez elveda dedim sana hatırlamıyorum.O kadar veda edip ve yine okadar döndümki sana ama bu kez tamam.Unut dediğinde bile bir umudum vardı hala,çünkü yüreğim seni hissedebiliyordu.Ama bu gece bu yürek o güzel Yüreği hissedemedi.Her vedada unut diyordun ya unuttum işte...
Sana gelemem,seni sevemem,senin olamam diyordunda canımı yakıyordun ya
içleniyordum,sessizce ağlıyordum ya.Artık yanmıyorum,ağlamıyorum,kanamıyorum ve acımıyorum.
Okadarki hissizim artık sana karşı gün ve gün dindi hasretim özlemim.
Ve bu gece işte bu gece bitti herşey unut diyordun ya unuttum işte...
Bak artık okadar unutmayı başarmışımki; seni unutmayı bile yazamıyorum.
Ne desem bilmiyorum.Bir elvedanın arkasına ne denebilirki...
Az çok tanır halini bilirim,dilerimki artık gözünden yaş süzülmesin
acı kapını çalmasın ve hayat bir an bile beni sana hatırlatıp üzmesin...
Unut dedin unuttum işte artık gönlün sevinsin...
Cennet çocukları derki ''uyu acını unutursun''şimdi uyumak istiyorum.Uyumak ve acımı sonsuza dek unutmak istiyorum.Unut diyordun ya unuttum işte bugecenin sabahına uyandığımda artık bir sen olmayacaksın,ve ben doğacak olan
güneşle yeniden doğacağım hayata seni tamamen unutacağım ELVEDA...
Bir rüyam vardı yarım kalan unuttum...
Bir sözüm vardı umut kokan unuttum...
Bir deniz vardı sonu hüsran unuttum...
Bir şarkı vardı dilime dolanan unuttum...
Bir yıldız vardı parlayan adını unuttum...
Bir sevdayı anlattılar aklımdaydı unuttum...
Bir gemi vardı sefere çıkacak nereyeydi unuttum..
Bir yabancı vardı nereliydi unuttum...
Bir yalancı vardı ne demişti unuttum...
Bir umut vardı adı neydi unuttum...
Ben bir şeyi değil,bir çok şeyi unuttum.Ama unuttuğumu bir türlü söyleyemedim.
Unutamadığım bir sevdam vardı,işte oda bu gece unutulanlar arasına girdi...
Umut bitti,rüya gitti,o bitmez dediğim sevdam en sonunda bitti..
Unut diyordun ya unuttum işte...
gittin
Bir gün içimden gittin, anladım. Nereye gittiğin değildi önemli olan... Kiminle gittiğin, hangi havayı soluduğun, hangi şehrin, hangi sokağında yürüdüğün önemli değildi. Sen içimden gitmiştin... İçimde ne varsa bana ait, seninle gitmişti.
Renklerim, ruhumdaki yaz, güneşim gitmişti.
'Bana kalan,
Beni kalansız bölen bu şehir.
Ah! bu şehir, yalan şehir'
demek isterdim; ama yalan olan sendin. Benim yarattığım, inanmak için yıllarımı harcadığım kocaman bir yalandın sen. Gerçek olduğunu gördüm. Sen gittin...
Aslında içimden giden sevgili değildi. Ben sadece, yalanıma inanmıştım. O, gerçekti... Aşk bitmişti. Düşünüyorum da acaba aşk, ruhumuzun derinliklerinde yaratılan koca bir yalan mı? Şiirde, müzikte ya da sözde, nerede aşk varsa orada bir de yalan yok mu? Aşk ve yalan, güzel ile çirkin, iyi ile kötü gibi birbirini besleyen, değiştiren ve dönüştüren; biri olmadan diğeri varolamayan ya da anlamsız kalan evrimin temel dinamiklerinden ikisi olabilir mi? Ya da aşk, yalana sesdeş mi? 'Seni seviyorum' derken, aslında içimizde yarattığımız en güzel yalana övgüler mi düzüyor, kendimize olan hayranlığımızı mı dile getiriyoruz?
'Bir gün içimden gittin, anladım.'
Aşk, uydurduğumuz en güzel yalan! Ve aşk, yalan varsa aşktı.
İnsanın doğasında var. Doğrular ne kadar da az cezbeder bizi. Yasaklı ya da yanlış ne varsa, yaptıklarımız hanesine yazmak isteriz. Durduralamaz bir dürtüdür bu. Yalanı bazen istem dışı kullanırız. Söyleyen biz değilizdir ama, söyleten ta kendimizdir.
İçimizdeki yasaklı kimliktir O:
Mülkiyet duygusu ve egosu olağanüstü gelişmiş; ihtiraslı, doyumsuz ve aşka her zaman hazır. Pembedir, mavidir ve daha çok kırmızı. Cıvıl cıvıldır, yerinde duramaz. Yaz gibidir: Islak ve sıcak. Zaafları vardır, yasak ve güzel olan herşeye. O cennetteki en güzel meyveyi tadan, ilk ihaneti gerçekleştirendir. Kısacası O, yaşayan tarafımızdır. En güzel anılarımız, en heyecanlı anlarımızdır...
Bir gün içimden gittin, anladım. Nereye ve neden gittiğin değildi önemli olan... Kiminle gittiğin, hangi havayı soluduğun, hangi şehrin, hangi sokağında yürüdüğün önemli değildi. Sen içimden gitmiştin... İçimde ne varsa bana ait, seninle gitmişti.
Renklerim, ruhumdaki yaz, güneşim gitmişti.
Bu şiir ile ilgili 337 tane yorum bulunmakta