Bulduğumu sandığım mutluluğu aldın ceplerimden.
Elinden şekerleri alınmış çocuklar gibiyim.
Bu yaşım da ağlasam yakışmaz gözyaşları biliyorum.
Ağlamasam yüreğim derin acılarda kıvranıyor,
küsecek, duracak bil istiyorum.
Yoruldum, çok bedeller ödedim ta ki seni görene kadar.
Derin yalnızlıklara terkedildim, ta ki sen gelene kadar.
Söyle şimdi bana; hayat öpücüğün ile 
ölümden aldığın bu canı neden ölümlere salıyorsun?
Sen onlar gibi değilsin, 
sen bu güne kadar özlemini çektiğim kadın,
ömrümü yollarına sereceğim en güzel meleksin.
Ne olurdu sevgini kucak kucak 
sermeseydin avuçlarıma.
Mühürlenmiş yüreğimin kapılarını açmasaydın keşke.
Hadi aşk' a yelken açalım 
korkma yanındayım dedin diye,
kabuğunu kıran bir civciv gibi döndüm hayata ellerin de.
Bu aşka kendimi ikna etmem, 
öyle düşündüğün gibi kolay olmadı.
Öldüğünü sandığım yasını tuttuğum duygular 
senin sayen de hayatta kaldı. 
Asıl şimdi kuyruğunun dik durmasına ihtiyacım var.
Asıl şimdi yüreğinle sımsıkı sarmana ihtiyacım var.
Fırtınasız deniz mi olurmuş, 
nere de görülmüş sorunsuz aşklar.
Biliyorum; dokunmasaydın 
benimle toprağa giderdi tüm hayallerim.
Yaşatılanlar yüzünden 
ölüm uykusundaydı bu aciz bedenim.
Nasır tutmuştu yüreğim, kabuk bağlamıştı duygularım.
Kurulan bir aşk tezgahın da
ağır mağlubiyet almıştı hayallerim, umutlarım.
Beni sen uyandırdın, ey bakışına gülüşüne kandığım.
Seviyordun ya hani beni, 
hani hiç bir şey yıkamazdı ya bizi. 
Neden diye sormayacağım 
bu defa da yaralarımı kanatan sen ol. 
Sen kanattıkça ben tekrar tekrar saracağım.
Ben güvercinlerin kanat seslerin de 
öğrendim senin sesini. 
Kumruların guğuldayan göğüslerin de
aradım her gün seni.
Martıların çığlıkların da, sessiz odalarım da özledim 
çığlık çığlığa seni. 
Ben seni buldum aslın da müjganı ıslak gözlerim de,
sevgiye hasret yüreğim de.
Ben seni sevmeyi öğrendim 
gülüşlerin de, bakışların da, iç çekerek öpüşlerin de.
Ben sana bağlanmayı öğrendim 
çıkarsız, menfaatsiz davranışların da.
Ben seni sevdim aslın da
bu yorgun yüreğime kurduğun çilingir sofrasın da.
Suyun rakıyla karışması gibi, rakının suya verdiği 
sarhoşluk gibi sevdim seni.
idam mahkumu gibi çaresizim kolların da.
Çıkarmışsın aşk sehpasına
son sözün nedir diyorsun bana.
Tek bir cinayetim var dinle;
kendi kendimi yatırdım 
kalbindeki musalla taşına bile isteye.
Sana kendimi veriyorum bundandır hiç olmadığı kadar 
aşk' a bulanması ellerimin...
Bil ki faili sensin !!!
Kan çanağına döndü çakır gözlerim...
Bil ki faili sensin !!!
Yürüyüşünü özlüyorum odalarım da
ayak seslerin gibi atıyor kalbim...
Bil ki faili sensin !!!
Beni böyle güzel düşüncelere salıyorsun ya
kızsam da içim kıpır kıpır oluyor...
Bil ki faili sensin !!!
Tutup çekeceğim içimden, söküp atacağım kalbimi
paramparça edeceğim göğsümü
sen varsın diye kıyamıyorum.
Faili sensin be kadınım biliyorum, 
seni ihbar edemiyorum...
Ancak sen dönersen dönerim hayata sevdiğim. 
Ancak sen gelirsen iyileşirim 
elma yanaklarına öldüğüm.
İlk defa gelmezsen gelme diyemiyorum.
Gelmezsen kimselere açmam artık 
bu gönül kapılarım bil istiyorum. 
Ölürüm yüreğine ve yüreğindeki musalla taşın da uyurum her gece.
Gerekirse kilit üstüne kilit vururum duygularıma, 
alışırım ekmeksiz susuz yaşamaya
ama alışamam artık sensiz bir hayata.
Bana ağır gelen göz yaşların,
bana ağır gelen ön yargıların.
Acıtsa da adım adım taşıyacağım seni yüreğim de. 
Karar verdim bu defa gitmiyorum!
Ne kadar da acıtsan beni;
kararlıyım sen den değil firarlarım dan vazgeçiyorum. 
Ben senin gözlerin de tutuklu kalmayı seçiyorum.
Kayıt Tarihi : 21.2.2023 21:18:00
 
 
 
 
 Şiiri Değerlendir
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
 
 



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!