Eşini arayan bir kumuru kuşu gibi tünedim ayaz vurgunu yapraksız bir dala... Keskin bir rüzgarın belediği tüm üşümelerim ve içimin titremesi uzun zamandır uzak kaldığım sevda sözcüklerinin içime doluşması ile son buldu...
Bahar mı geliyor ne, yoksa sevdam mı sarıyor unutulmuşluğun en gizemli bir yerinde...
Sevmek, seviyorum demek, aşk ve sevda yolculuğuna adımlamak... Öyle zor ki...Öyle dillere pelesenk yapıldığı gibi değil... yüreğin dilim dilim dilimlenmesinde benliğin bir özlem, bir arzu ve bir ateş kundağına sarılmasına rıza gösterebilmektir...
Oysan kaç kez bu ateş kundağında piştim, olgunlaştım ve sana uzanmaya çalıştım... Hiçlik duyguları içinde kaç kez ölüşler yaşadım... kaç kez ellerim uzandığı boşlukta öylece asılı kaldı...
Âlâyiş-i dünyâdan el çekmege niyyet var
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var
Devamını Oku
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var