Hep Bu Şiirler Yüzünden
Hep bu şiirler yüzünden,
Boyumuzdan büyük aşklar yaşıyoruz,
Bir kelime fazla söylüyoruz bazen,
Bir sessizliği yanlış anlıyoruz,
Kalbimiz, bir cümlede yanlış duran bir kelime kadar kırılıyor.
Gecenin sessizliğinde bir kalem sesi duyarsın,
Bir yürek kendi yankısını yazıyordur kâğıda,
Bir harf düşer sessizce,
Bir damla kan gibi.
Sanırız yazmak iyileştirir insanı,
Oysa yazmak yalnızca yaranın içine biraz daha ışık sokmaktır.
Anılar küfleniyor zamanın karanlığında,
Ama bazı cümleler hâlâ taze, hâlâ kanıyor dokunduğunda,
Bir şiirin içinde saklı kalıyor hayat,
Bir dizede çocukluk, bir kelimede gençlik,
Bir susuşta kaybettiklerimizi buluyoruz.
Kelimeler büyütüyor bizi,
Ama her seferinde biraz da yaşlandırıyor.
Hâlâ bekliyoruz,
Yağmur omuzlarımızı ıslatıyor,
Kâğıdın kenarına düşen her damla bir sessiz çığlık gibi,
Ve biz her “gittin” kelimesinde biraz daha donuyoruz o anın içinde.
Aşk bir metaforun sabrıdır belki,
Bir cümlenin içinde doğar, bir benzetmede yaşar, bir susuşta ölür.
Biz ise onu hep yeniden yazmaya çalışırız,
Kendimizi kandırır gibi.
Bir şiir yazılırken aslında kim yazıyor, kim okunuyor?
Ben mi seni yazıyorum, yoksa sen mi beni siliyorsun satır aralarından?
Bir virgül koyuyorum mesela, nefes almak için,
Ama o nefeste bile senin adın var.
Her kelime bir köprü gibi geçmişe bağlıyor beni,
Her dize bir hatıra taşıyor,
Ve biz hâlâ o hatıralarda kayboluyoruz.
Gözlerimin altındaki yorgunluk,
Şiirin taşıdığı ağırlığa benziyor,
Bitmiş ama hâlâ okunuyor,
Çünkü her dize biraz daha yaklaştırıyor bizi geçmişe,
Ve geçmişin sıcaklığıyla yanıyor kalbimiz.
Masanın üstünde açık kalmış bir defter bulursun,
İçinde ne benim adım vardır ne senin,
Sadece bir boşluk,
Ve o boşluğun ortasında bir “keşke”…
Bütün hikâyemiz işte o “keşke”nin içinde saklı.
Sıradan bir gülümsemeyi bile bir kader sanıyoruz,
Bir selamda mucize, bir bakışta sonsuzluk arıyoruz,
Oysa bütün aşklar yanlış zamanın doğru insanıdır.
Ben yazıyorum, kelimeler diziliyor,
Ama kalbim hâlâ yanlış sırada atıyor,
Bir satır eksik, bir nefes fazla…
Ve o fazlalıkta bütün hikâyem sızıyor dışarı.
Yazmak unutmanın kılıfıdır bazen,
Ama biz o kılıfı hep ters çeviriyoruz,
Ne kadar yazarsak o kadar hatırlıyor, o kadar yanıyoruz.
Şiir bir dua değil, ne de bir itiraf,
Sadece insanın kendiyle konuşma biçimi,
Ama biz kendimize bile dürüst olamıyoruz çoğu zaman.
Bir gün biri okuyor bu satırları,
“Ne güzel yazmış,” diyor.
Oysa bilmez ki her kelimenin arkasında bir gece,
Bir kayboluş, bir sessiz çığlık var.
Hep bu şiirler yüzünden…
Kalbimiz bir metafor mezarlığına döndü,
Ve biz hâlâ her dizede yeniden doğmayı deniyoruz.
Hüseyin Erdinç
Kayıt Tarihi : 5.11.2025 14:26:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!