Bir yalnızlık hikayesi taşır bütün kavuşmalar.
Belki de en zoru yeniden başlamaktır hayata.
Heybesi delik bir yolcu gibidir insan ;
Nakışsız bir mendilin nakkaşını arar gibi omuzunda hisseder uzakların ağırlığını.
Bunca sahte yüzler içinde tek başına kalınca anlar insan ; helal yemek, helal kazanç ve helalinden sevmek...
Helalinden sevmek ; tıpkı toprağa serpilen tohumlar gibi alın terine kavuşmuş yorgunluklar gibidir.
Akşam yer sofrası hazırlayıp kapı eşiğinde yol beklemek gibi(özlem dolu), Ana sütü gibidir helal(dir)inden sevmek...
Bir atın dört nala sonsuzluğa koşması gibi(dir), Onu neyin bekleyeceğini ve yoluna neyin çıkacağını bilmeden dolu dizgin koşması gibi_dir.
Pencerenin köşesine bırakılan ekmek kırıntılarını konmadan alan serçeler gibi ürkek, baharın özlediği cemreler gibi rengarenk, güneşin sıcaklığı gibidir helalinden sevmek...
Gâh motor yağına bulaşmış, gâh güneşin sıcaklığında simit satmış,
Omuzları nasır bağlamış yorgun bir hamalın alın teridir helalinden sevda.
Belki bir martıya simit atmış, hikayesi gibi şiirleride yarım kalmış
Ama hep emeğe ve alın terine bulaşmış helal etmek gibidir helalinden sevda....
Hakan Avcier
Kayıt Tarihi : 18.8.2025 14:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!