Ey aklım, artık tahammülüm kalmadı yeter, gezinip durma, başıboş avare
Eşkıya düşlerim var, önü alınmaz, gerçekleri çalarım, girerim her yere
Eski günler hatırına acı bana, kalbim yorgun, gergin, çevirme dalavere
Ekin biçtiğim günler geride kaldı, o günler bıçkın, o günler sessiz, kefere
Emekli oldum, artık sende emekli ol ey aklım, sürekli çalışmak nereye?
En temiz duygularımı, öfkelerimi, sırlarımı, anlattım susuz dereye
“Eğer şimdiki aklım olsaydı” hiç yapmazdım dediklerimi attım bir köşeye
Ezgiler ürettim ıslıkla, türküler söyledim hüzünlü, hayat denilen şeye
Eski, yeni ne varsa düşlerimde, bıraktım geçmişe, anıma, özgün hikâye
Elimde kalanlar suskun, aklımdakiler gerçeklere yenik, rezillik pespaye
Etiketlenir hayatımıza, alnımıza yazılmış kadermiş gibi, tehlike
En umulmadık zamanlarda karşımıza çıkmak için sürekli bekler tetikte
Edindiğim her bilgi, her inanç, aklıma, bedenime, kimliğime bir elbise
Elbisem darlıkta, bollukta benimledir, hiç ayrılmaz benden ölümüme hisse
Elimi kalbime koydum düşlerimle, anlaşılmaz bir yorgunluk çöktü elime
Engin ufuklarımı, hayallerimi süsleyenleri özetleyen bir kelime
Ekip biçilen topraklarda yaşarken, önemlidir alın teri, emek her şeyde
En’ler diyarında gezinen kutsaldır emek, hayatımın, inancımın özünde
Eksilirken zaman belleğimde, belleğim yenilenir Allah’ın ayetleriyle
Eskiden kalan pişmanlıklarım aydınlanır, sadece Allah’ın hidayetiyle
08.09.2013 – İzmir
Şiir 25 hece olup, her mısra aynı harfle başlar, biter.
Mehmet ÇobanKayıt Tarihi : 8.9.2013 00:15:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

şaheser.....
Şiirin ana teması ve özellikleri üstüne söylenecek bir söz yok. Kutluyorum...
Eğer, insan yalnız bir kalbden ibâret olsaydı, bütün mâsivâyı terk, hattâ Esmâ ve Sıfâtı dahi bırakmak, yalnız Cenâb-ı Hakkın zâtına rabt-ı kalb etmek lâzım gelirdi. Fakat, insanın akıl, ruh, sır, nefis gibi pek çok vazifedar letâifi ve hasseleri vardır. İnsan-ı kâmil odur ki, bütün o letâifi, kendilerine mahsus ayrı ayrı tarîk-ı ubûdiyette, hakikat cânibine sevk etmek ile, Sahabe gibi geniş bir dairede, zengin bir sûrette; kalp, bir kumandan gibi, letâif askerleriyle kahramanâne maksada yürüsün. Yoksa kalp, yalnız kendini kurtarmak için askerini bırakıp tek başıyla gitmek, medâr-ı iftihar değil, belki netice-i ıztırârdır. DENİLMİŞTİR.
Tebrik ve muhabbetlerimle
TÜM YORUMLAR (6)