Headshot!
Bu coğrafyada yağmura,
suya, toprağa, taşa, kuşa, ağaca
her dokunuşumda siyanür kusmaya başlıyor umutlar;
açlık ve yoksulluk şahikasını yaşıyor ocaklarda.
Siz hiç çaresizliğin sesini duydunuz mu?
Canlar titrer sesinden, zangır zangır kırılır…
Yer yarılır, gök delinir,
nehirler soyunur kudurmuşluğana komünün.
Her renk çığlık açar çocuklar,
boş midelerinin çığlığından kulakların, beynin patlar.
Headshot!
Paran varsa yaşarsın
yoksa apandisit ameliyatında kalırsın masada.
Çaresizliğin sesini duydunuz mu hiç?
Muavinlerin, kaçak sigara satanların,
tatlıcıların, simitçilerin,
martı çığlıklarının sesinden
daha gür çıkar çaresizliğin sesi,
müftülüğe bağlı ses sistemiyle
okunan ezanlardan daha çok yakar göğü yoksulluğun,
yoksul bırakılmışlığın sesi.
Korkunun bayraklaştığı yüreklerde
bir ölme isteği kanser hücresi gibi yayılır.
Azınlık olmak kendi ülkende,
yaşıyormuş gibi yapması insanların
en güzel dua okuyan katillerin eseri…
Sessizliğim ancak bu kadarına izin veriyor,
başımın üstünde geziyor kravatlı hırsızlar.
Yakıt fiyatları aldı başını gitti
iyi bir tatile ihtiyacım var ama mümkün değil.
Şehirlerarası yolculuğa çıkmak
cüzdanın kabarık olmasına bağlı;
değil şehirlerarası,
iki sokak ötemdeki markete bile gitmeye korkuyorum.
Neyse,,,...şimdi temizlik yapmalıyım...
Selim Savaş Karakaş
Kayıt Tarihi : 3.7.2022 00:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!