Dicle gibi usulca, alıp, akıp gideyim.
Çorak, sussuz toprağa, hayatı götüreyim.
Bir çukur,bir gölette, esir mahpus duramam.
Varıp kutsal beldeye, Gül fidanı dikeyim.
Dicle gibi uzunca, çile Keder gezeyim.
Çekirge sürüsüyle, tek nasıl başedeyim.
Barbarlardan kaçarak, nerelere gideyim.
Yakınlar ayrı bir dert, el oğlu başka bela.
Durmuş, donmuş Aklımla, çare nasıl bulayım.
Her köşede bir delik, her delikte bir yılan.
Bir bahar günü gibi, gel şenlendi Hayatımı.
Eğerki küheylanı, koştur huzur atımı.
Bir ömürdür Ayazlar, yeşertmedi Bahçesi.
Güneş gibi gel ısıt, gel gülümset bahtımı.
Karanlığa boğulmuş, Gecemin Şafağı ol.
Şehrin keşmekeşinden. Gel akan Pınarlara.
Kırlarda çiçek topla. Gel yaslan Çınarlara.
Dağlara Fidanlar ek, koş yeni Baharlara.
Gitme ırak yerlere, gel benim Menzilime.
Uzaklaş loş odadan. Güneş seni tanısın.
Sağanak bir Yağmura,yakalanmış Gözlerim.
Acılı bir Şiir'e, mısra olmuş sözlerim.
Zindana dönüşüyor. Soğuk, Ayaz Geceler.
Günyüzü göremiyor, Güneşsiz Gündüzlerim.
Sağnak yağan Yağmur'un, Sel'inde umutlarım.
Koptu Canımdan parça, savruldu uzaklara.
Gönül Köşk'ümden kaçtı, düştü kör sokaklara.
Koskoca Gönül Bahçem, dar geldi Aşk bilmeze.
Şimdi Eyvah sözleri, yapışır dudaklara.
Mırıldanır usulca, pişmanlık Türküleri.
Bir Çalının bir dala, kördüğüm sarıldığı.
Bir çivinin duvara, çekiçle çakıldığı.
Bir ipin bir halıya, nakış olup kaldığı.
Durumdayım sen için, sen ise duyarsızsın.
Bir Gülün bir Bahçede, susuzluktan solduğu.
Ayaz Rüzgarlar göçer, Kar erir bu dağlardan.
Güneş ılıman olur, buz kalkar mor bağlardan.
Yola çıktı müjdeler, gelecek uzaklardan.
Yetirme umudunu, küsme, bağa Dağlara.
Yaraların derindir, acıyor, kanıyordur.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!