Kim bilir bilmediğimiz hangi köyün,ilçenin,ve şehrin ne çeşit sıkıntıları vardır şimdi.
Ki vardır.. Biz bilmeden ,bilsek de sesimizi duyuramadan,duyursak da değişmesini istemeyen ya da isteyip de gücü yetmeyen
,katlanmak zorunda kalan...
Öylece ceset gibi,bilerek,isteyerek,bizzat kendileri ya da mahrum bırakılarak terk edilmenin ne şiddettli bir yıkım oluşunu böyle yaşamak zorunda oluşunu,oluşlarını,
Kim bilir bilmeden nasıl yaşıyoruz,böyle sanki her şey yerli yerindeymiş gibi,her şey doğal
Ve normalmiş gibi,nasıl tükendiğimizi görmeden,duymadan,dilsiz kalmışız gibi,yaşamak utançların zirvesi değil de nedir burada?
Bu kadar gözün,kulağın,dilin,aklın,ruhun,benlğin,o güzelim duyguların,hakların ve hakkın sanki cezasıymış gibi,niçin oyunların,cahilliklerin,biliçsizliklerin
Evvelce biz bu tenhalarda
Ziyade gülüşürdük
Pır pır yaldızlanırdı kanatları kahkaha kuşlarının
Ne meseller söylerdi mercan köz nargileler
Zamanlar değişti
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta