Bir masalmış anlatılan,
İçinde pembe panjurlu çiçekleri olan bir ev.
Beyaz perdeleri camın dışında dalgalanan.
Kapının eşiğinde hoş geldin paspası,
Üzerinde bir noel ağacı figürü.
Sen açıyorsun kapıyı,
Sen gittin,
Sahipsiz kaldım.
Ne arandım,
Ne sorgulandım.
Yabancılaştım.
Ahmaklaştım.
Acı çekmekse sevmek.
Yıkılıp,
Kalkamamaksa,
Göğsünde taşıdığın yaraysa,
Hayallerini yaşayamamaksa sevmek..
Koşup ta yetişememekse
Olup olmadık şeyler takılıyor kafama.
Tabiki, bilim adamı olmak değil gayem.
Ama düşünmekte gerekli bazen.
Yemek, içmek gibi.
Uzadı biliyorum bahsini edeceğim konu.
Ama ne yapayım,
İzmiri seyrediyorum;
Denizini gözüm kesmiş,
Işıkları beni aşmış.
İzmiri seyrediyorum;
Ucsuz bucaksız bir yalnızlık,
Dört bir yanımı sarmış.
Tepemdeki güneş kara olmadığı halde,
Karartıyor tenimi.
Esen rüzgarın tozu ıslatmasada gözlerimi,
Islanıyor gözlerim.
Sen beni sevmesende,
Yinede seni seviyor,
Bilirmiydi Berkin,
Eni sonu ondört yıl yaşayacağını.
Rüyasını görse hayra yorarmıydı,
Kimbilir, belki suya anlatırdı.
İnanmazdı, düşünmezdi dahi,
Nede olsa çocuktu.
Baba dedi çocuk.
Yaşı henüz küçük,
Gösterdi yerde buldu şeyi,
Bu ne dedi baba.
Adam döndü arkasını,
Aldı çocuğun elinden,
Severken,
Kimi metrekare hesabı yapar,
Kimi evren,
Ben aşkı metrekarelere,
Evrenlere sığdıramam.
Benim kalbim,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!