Artık daha fazla dayanamayıp gözyaşlarını tutamadığında, gözlerini kapat. Gözyaşlarının yeşil, yemyeşil bir yapraktan süzülen yağmur damlaları olduklarını düşün. Her yağmur yağdığında olan, her yapraktan süzülen binlerce yağmur damlasından biri olduğunu...
Şelaleden akan suyun sesini dinle. Hayat işte bu! Hayat, böyle hızlı, böyle köpük köpük, böyle saçıla dağıla kendi armonisiyle ama hoş bir melodiyle akıyor. Dinle...
Duymak istemediklerin çoğaldığında, ulu çamların tepelerine bak. Onların tepelerindeki hışırtıları duy sadece. Rüzgârla birbirlerine yaklaşıp yaklaşıp uzaklaştıklarında çıkarttıkları sesleri dinle.Yeşil, taze ve yüksekteki sohbetlere katıl. Onları duy sadece...
Bunalıp uzaklaşmak istediğinde, ufka bak.. Renklerin ahenginin bile “renk” diye bir ayrım yapamadığı, ayrımsız ufka bak. Kollarını salla, yürü, koş, renksizliğin tadını çıkar... Renksizlikte kaybol... Sonra dön, tam oradan geriye bak. Ne kadar uzaktasın... Renksizsin... Özgürsün... Ve ufuksun... Hayatı yaşa...
Acıkmasam dersin,
Yorulmasam dersin;
Cisim gelmese dersin,
Uykum gelmese dersin;
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta