Yurdumdan düşmanı dışarı attın.
Dünya’da kardeşlik barış başlattın.
Çocuğa bayramı sen ilan ettin.
Bütün dünya seni bundan seviyor.
Çağdaş uygarlığı hedefin saydın.
Bir kum tanesi olsam
Kimsiz, kimsesiz bir sahilde.
Ve binlerce kum tanesi içinde,
Bir tane.
Bir deniz geçse üstümden
Yalayarak.
Uymuşsun patikaya,
Bir sürünün arkasından,
Topal topal gidersin.
Derken;
Ürkmüş sürü.
Terse dönmüş,
Yabancıya,
El diye sarılamazsın.
Dostum diye ser verirsin,
Yinede yaranamazsın.
Çocuktum daha anne olduğumda.
Sevmeye zamanım olmadı.
Gülmeyi unutalı kaç yıl oldu kim bilir.
En son at üstünde gülmüştüm.
O da ata bindiğim içindi,
Gelin olduğum için değil.
Doğdular,
Doğurdular,
Doğduk.
Anamın kucağında bebek,
Anamın kucağında çocuk,
Anamın kucağında sevgi.
Aklımın miri,
Şehirlerin piri,
Âşıkların yâri İstanbul.
Ve taşı toprağı altın,
Haliç’i altın küpesi,
Yedi tepesi,
Ne zor zildir bu benim için.
Çok zor öğretmenim.
Biliyorum girmeyeceksin kapıdan.
Biliyorum gelen sen değilsin.
Sen gittin, beni bırakıp öğretmenim.
Gitme ağlarım.
Ne güzel hilâldir yârin kaşları,
Mehtap kıskanır,
Derya yastutar,
Gözünden süzülen inci yaşları,
İpek mendil ile silmeye geldim.
Ne güzel çiçektir yârin goncası,



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!