dünyayı bu iki metrekarelik pencereden algılıyorum..evime giden yola bakıyorum sık sık.sılaya bahar gelmiş benimse hiç haberim yok kıştan,bahardan,hazandan....
bu iki metrekarelik pencereyle gözümü açıyorum her sabah.hep bir özlem duyuyorum geçmişe,yaşanmışlıklara dair.sonra -di'li geçmişten kalan yaram aklıma geliyor,acıtıyor canımı her zamankinden biraz daha fazla.ben bastırmaya çalışırkrn bu duyguları,onlar her geçen gün daha çok yankılanıyor içimde,gidderek bu yankılar kulağımı sağırlaştırıyor...
bir annemin tarhana çorbasını,bir de balkonda içtiğimiz çayları özlüyorum ikindi vakti.
yine -di'li geçmişten yaram aklıma geliyor; engelleri aşamadık bir türlü dile getirilememiş ama ikimizin de hep farkında olduğu....
(12.04.08 ERZURUM)
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta