Hatırlar mısın Bilmem?
Hatırlar mısın bilmem,
hani dağa varmadan tarlamızın,
hani patika yolun sonunda,
ikindi gölgesinde,
kıl çadırda
mola verdiğimiz!..
Hani şu Keşiş'in değirmeni
Ve sırtlarında çuvalları kürt kadınların,
esmer buğdayı un etmek üzere
sıraya dizilişleri..
Anam babam
öküzün yerine çifte koşmuşlar yine
Hayatlarını koymuşlar ortaya,
haraç-mezat!..
Anam erkenden çökmüş,
babamın yüzünde mağrur bir gülüş!
Baharda yine yağmadı yağmur.
Tarla yine iyi ürün vermeyecek belli.
Ama yılmadı bizimkiler,
bir başka baharda,
mutlak yağacak dediler!
Taşıdılar sapı,samanı,buğdayı
-tarladan ne varsa geriye-
getirdiler harmana.
Ve döven arabasına genelde
benle sen bindik!
İyice ezilince buğdaylı sap,
ayrılır buğday ve saman olarak...
'Cercere'derdik döven arabasına.
Ve hafif Poyraz'da
kolları güçlü babam,
rüzgara karşı sallardı
elindeki yaba'yı
Sonra elekten geçen buğday,
taşınırdı bizim kerpiçten eve.
Ve bizimkiler adeta
Romalı Gladyatör'ün sabrıyla
sonraki yıllara hazırlanırdı.
Hatırlar mısın bilmem!
hani anlatırdı ya anam;
babamın ilk aşkını!
Ve babamın
-çaresiz seyrederek-
Sevdiğinin töre gereği satılışını!.
Ve kompliman,
Ve komplike
Ve bilcümle hayat,
devam ediyor işte!..
Kayıt Tarihi : 14.2.2001 22:59:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!