Bir gecenin en sessiz anında
yatağımın başında uyandım.
Odanın karanlığı
ağır ağır sızıyordu kalbime.
Perdelerin ardında yıldızlar bile üşüyordu;
yorgunluğuma sarılı halde
özleminle konuşuyor,
hasretine susuyordum;
beynimin her koridorunda
sen yankılanırken.
Sana doğru koşar adımlarla dile geldi,
dudaklarımda büyüdü o sesleniş:
Ey…
Ey sarının hüznünü taşıyan kadın,
saçlarında yıldız taşırsın sen geceye inat.
Sabahın kör karanlığında
bir umut gibi düştün gönlüme.
Sesinle uyandım.
Ey gülüşüyle toprak çatlağını örten kadın…
Gözlerin değdi omzuma yorgunluğum darmadağın.
Ey sessizliğiyle geceyi büyüten kadın.
Adını fısıldadığımda yıldızlar bile kulak kesilir.
Ey kokusuyla rüzgârı mest eden kadın.
Bir adım geçtiğinde bütün sokaklar bahara döner.
Ey bakışıyla karanlığı yaran kadın.
Gözlerin değince gece gündüzden utanır.
Ey elleriyle zamanı unutturan kadın.
Avuçlarında kaybolsam ömür bile kısa gelir.
Ey suskunluğuyla yürek dağlayan kadın.
Bir tek sessizliğinde bin çığlık gizlidir.
Ey adını fısıldadığım her anı kutsal kılan kadın.
Dilime değdiğinde kelimeler dua olur.
Ey yürüyüşüyle şehri büyüleyen kadın.
Adımlarını sayarken kaldırımlar bile sevinir.
Ey teniyle rüzgârı kıskandıran kadın.
Yakınından geçince hava bile nefesini tutar.
Ey gidişiyle yıkıntı bırakan kadın.
Ardından bakarken bütün sokaklar boşalır.
Ey gelişiyle baharı erken getiren kadın.
Gülüşün düşer düşmez ağaçlar çiçeğe durur.
Ey gözyaşıyla nehirler kurutan kadın.
Ağladığında dünya susuz kalır.
Ey umudun kıyısında beni bekleyen kadın.
Bir bakışına sığar yolculuğumun sonu.
Ey kalbimin en gizli odasına sızan kadın.
Sana dair ne varsa benim en derin sırrımdır.
Ey nefesiyle külü canlandıran kadın.
Bir sözünle yıkıntıdan yeniden doğduğum.
Ey saçlarıyla geceyi örten kadın.
Omuzlarından dökülünce karanlık bile ışığa karışır.
Ey gülüşüyle ölümü unutturan kadın.
Bir tebessümünde ebediyet bile eğilir önünde.
Ve ben,
bütün bu “Ey”lerin gölgesinde
bir tek gerçeği anladım:
Sen,
varlığınla hayatı başlatan,
yokluğunla zamanı durduran kadınsın.
Şimdi biliyorum,
ömrümün en büyük şiiri
ne kalemle yazıldı,
ne kâğıda sığdı.
O şiir,
yalnızca senin adını fısıldadığım anda
göğsümde doğdu.
Ey benim gizli mabedim,
ey benim kıblem,
ey benim ruhum…
Şimdi susuyorum;
ama bil ki,
bu suskunluğun içinde bile
yalnız sen varsın.
Yalnız sen…
Şiir - bedengi
Fon hey dilberê [Enstrûmental]
Kayıt Tarihi : 28.8.2025 17:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!