Aklıma düştü dünlerimiz.
Derin zindanlardayım şimdi.
Çocukluğumun kokusunu sokaklarda arayan bir avare.
Ne yana koşsan yabancı yollarda kaybolan biçare.
Sokaklarda bıraktığımız gölgelerimizi arıyorum.
Ayı da saklandığı yerden bulup çıkarmak;
Şiirleri de astılar aykırı bir gece koyuluğunda.
Sairlerden sonra sözcükler sallanır.
Bilemediler onların ölümsüz olduğunu.
Asılınca hepimiz ölürüz sandılar.
Şiirler de sallanır bilmem kaç metrelik darağacında.
Yankısız düşler büyüttüm savaş topraklarında.
Bazen İranlı bir çocuk oldum;
Bombaların isinde yok olan.
Bazen bir Filistinli ölüme terk edilen;
Yankısız düşler büyüttüm savaş topraklarında.
Gece sessizliğini yırtan bir çığlık gibi,
Yankılanıyor ayak seslerim bu boş şehirde.
Evler, yollar, sokalar alıyorum ardıma.
Dostlar, sokaklar, sevgililer bırakıyorum geride.
Silkeliyorum ayakkabılarıma doluşan toprağı.
Ben bu hayatta kimi çok sevdiysem,
O beni hiç sevmedi.
Kimin için yaralandıysam,
Düştüğüm yerde kaldım kaldıran olmadı.
Ben kimin için öldüysem, öldüğümle kaldım.
Gözyaşlarına layık gören olmadı.
1.
Deki ben öldüm:
Vakitlerden bir gece yarısı;
Seni en çok sevdiğim zamanda.
Şimdi beni hisset ruhunda.
Saçlarımı okşa.
Belki bir akşamüstü, incinir bileklerin.
Yokluğum yazar anlında, üşürsün.
Belki bir gece yarısı zamansız ve selamsız;
Dalarım rüyalarına, özlersin.
Bir yanılsama kalemime değip,
Ürkütüyor yazdığım hayalleri.
Bu yıldızlı gece de.
Bir ayın gölgesinde.
Ölüme selam duruyorsun sen.
En yakışıklı halinle.
Ölümün çığlığı var kulaklarımda.
Son bahar bu dinlediğim.
Pusu kurdum yalnızlıklara.
Saklamak zor aşkı, yaşamak çelişkili.
Yapamadığım o kadar çok şey var ki;
Kimlerden kaçtık böyle?
Diz boyu yalnızlığa battık.
Bir başımıza kaldık.
Kimlere verdik hayallerimizi?
Hayatımız olmadan nasıl yaşadık?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!