Aşk merdiveninde takılıp kaldım
Ne ileri, ne geri gidemiyorum
Ya tut ellerimden, ya düşür beni
Zaman tüneline girdim dün gece
Mana ikliminde yol aldım umudum tükenince
Unutamayacağım bir an çaldım ufukların ötesinden
Gördüğüm her yangın bir küle kurban
Yeniden yanmadan çıkmasın şu can
Ne yakut isterim ne inci mercan
İlahi aşkınla yak da öleyim..
Hem rengârek gözde hem de özdesin
Yapraklarım dökülürken sinemden bir bir
Alıpta hayaline sakla yavrucuğum
Saçlarımı ağarttım bak senin için
Hatalarımı affet, akla yavrucuğum
Bir gün gelir de anlarsın yaptıklarımı
Biliyorum bir daha, bana dönmeyeceksin
Ne kadar ağlasam da, artık gelmeyeceksin
Yıldızlar da ağlıyor, çaresiz aşkımıza
Zaman beste yapıyor, hüzünlü şarkımıza
Her gece dualarım, gözyaşıma sarılır
Sen Adeviye’de yaralı bir kuş
Ben topçu kışlasında kuruyan huş
Sen korlar içinde can veren şehit
Ben kanlı sahneye her zaman şahit
Sen sonsuz cihana haykıran gür ses
Yüreğimde bırak sevdirdiğini
Ağyar et günbegün yerdirdiğini
Yaklaştır dünyama; erdirdiğini
Sevda defterimi dürdürme ya Rab
Senden başkasına eğdirme başım
Bilirim hissedemezsin
duyamazsın nidalarımı
Gözyaşlarıma karışır her zerrem
Bulut misali yoğunlaşır duygularım
Öksüzlük rüzgarlarıyla savrulur
damla damla dökülürüm...
Boş menzile birkaç hatıra koyup
Bu diyarı birgün terkedeceğim
Yüreğimi saran nefsimi soyup
Hüznümü kalbime garkedeceğim
Ben zaten gülmeyi istemiyorum
Dinler misin ey Nebi, bir arzuhalimiz var?
Hasret deryalarından naru firâkımız var
İkibinli yıllardan, büyük buhranımız var
Dağlar gibi yükselen, yüce meramımız var
Gelip de bir görseydin, şu garip halimizi
Gerçekten insanın içine işleyen şiirlerdir, çok beğendim tebrik ederim.