Gözünden kesilmiş yeşilden nazarlar
Karanlık odamdan giderken ışıklar
Senindir bilirsin bu yalnız adımlar
Çöküntün helaktır bıraktın ya karlar
Virandır dağın hep üşürken bu can yar
Canan ısrarlı nazda
Cana bir hal oldu
Temcit eyler hala
Kul nic oldu
Yüzün gördüğüm an
Miladı can oldu
İhsansız kalırsın, kumları avuçlarsın
Divane idraksiz gezersin avaresin
Şaşkınlığın doruğa inkişaf hüsransın
Kutlu Muhsin Hakka yürürse
İhsanın liyakati hüsnü zan
Ak saçlı ihtiyar
Adı Hasan kendi pir
Saçları hayatı anlatır
Sevgiyle tel tel
Tespih elinde niyaz dilinde
Huzur diler aleme
Rüzgar diyor gel gidelim
Gecenin karanlığında
Kahır dolu ayazıyla
Tenime vurarak
Her şey savruluyor ağırlığınca
Göz yaşıma düştüğün an,
Biliyordum derinlere ineceğini,
Yüreğime kök salıp,ey canan,
Gönlüme işleyeceğini.
Yine de ıslanmadın...Nilüferim
Sanki birine nispet yaparcasına,
Vatansız olur mu kartala?
Kondu pençesiyle doruklara,
Kavradı! Vatan diye diye.
Uçup geldi mi ecdat buralara?
Pala destanı yazdı Anadolu’ya,
Soğuk bir taş,
Dipsiz kuyu başında.
Bazen gidilir umutla,
Görürüm,duyarım sevgiliyi.
Bir demet tarihte sonsuz izzet,
Sayfalarımı istiyorum.
Zaman aynı,aynı ihanet,
Onurumu istiyorum.
Vatan,namus için cansız,
Sevdayı yaşarken derin bakışta
Bedeni sarardı yarin ateşi
El ele tutuşup özlemle sarışta
Ahu göz durdurur titrek nefesi
Kuruttu ayrılık gözlerde feri



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!