ne zaman dalları budanmış bir ağaç görsem..
biraz mahçup…
çoğunlukla güçsüzlüğünü hissettiren
utangaç bir edayla
bakındığını düşünürüm..
etrafına,
kadın…
erkeğin kokusunu başka alır…
erkek …
kadın kokusunu bir başka…
bir kadın….
öteki kadının kokusunu… bambaşka…
bilemezsin....
kimde ne iz bıraktığını.....
kurulmaz desem de.....
sanılar üzerine bir yaşam
budur hayatın gerçeği..
hatalarını sev de…
gecenin bi vakti...
hiç bilmediğin yerinde bi şehrin...
serin bir sessizlik gezinirken bedeninde...
damarlar dörtlü gidiş...
ince bir sancı halinde
dönüşler tek kanaldan
şarabım bitmiş olmalı
zira kadehten damlamadı
o son damla
ve
sen bunları okurken senin umurunda mı?
şişedeki boşluk…
Bir şiir bırakmışsın bana emanet
Diyorsun ki
Sende kalsın görüşünceye dek
Ama bil ki..
Ne şiiri veririm
Ne de seni sana geri….
Çok zaman önceydi…
Ama öyle böyle değil...
Yani dün…
Gittin…
Sanırsın ki bittim…
Şimdilerde buralarda gece
mesele sen değil ki,
yani senden kaçışlarım
kendimi kendime anlatamazken
anlaşılmayı beklemek
ne de büyük haksızlık
yordum aşkı farkındayım
Her yağmur ertesinde
Sokakta alıp soluğu
Çamur karıp oynardık
Komşunun oğlu çamurdan bilyeler yapar
-Pek de bi güzel yapardı namussuz alaca belece
İçim giderdi hani-
solumak denizi…
hele de
serinliğinde gecenin…
bi de
son üç beş martı
tüylerim diken…
Şair Hasan Esat Heptunalı, bilmiyorum beğeniyor mu yazdıklarını? Ama ben çok beğenerek okuyorum kendisini.. İnsan, hep birşeyler buluyor kendinden onun dizelerinde... Şanslı olduğumu düşünüyorum. Şiirleriyle tanışabildiğim için... Umarım yazmaya devam edersiniz...
Özlemle yeni şiirlerinizi bekl ...