Bir Haziran günüydü
Vapurda pür telâş
Eleleydik
Büyükada’da sarmaş dolaş
Zirveye değdik.
Karanlığa bakarken gözlerim yıldız gördü
Nur gözlerden yansıdı beni bir yıldız gördü
Âr al olup yanakta, parlayınca o mah yüz
Güneşin doğuşunu sadece bir kız gördü
Kâh bir hayal kuruyor
Uzaktan bakınca Boğazın süsü
Çamların zarif, hafif örtüsü
Uçuk ama narin bir kadın gibi sırnaşık
Öyle güzel, öyle hafif, sarmaşık
Yeşil örtünün eflâtun nakışları
İstanbul'u süzüyor erguvan bakışları
Ölçüsü de, insafı da yok bu yarışın
Koşuyor hayalimde,
Bir esmer, bir kumral, bir sarışın...
Biri ötekini geçmiş, umurumda mı?
Seyretmek yetişir hayalde bile
Şeffaf ve mücerret birkaç endamı
Anfilerde bedenin, yıllıklarda adın yok!
Önünde istikbalin, arkanda bir kadın yok!
Söyle, bir kâğıt mıdır bunca yıllık hasılan?
Onu dahi almaya hevesin, muradın yok.
Bilsem ki fayda verir, ne çok şey derdim sana;
Lâkin bir keçi gibi lâf kâr etmez Hasan’a.
Arz-ı nefs çirkin işi güzele has cilve naz
Tarz-ı mutadındır naz ne kadar nazlansan az
Bir tek gamzen içindir aşkın ile yanmağım
Ümit etmiş değilim bundan özge bir ivaz
Vakitsiz yaşıyorum bari sen anla beni
Hiçlikte bîkes koma şu bîcan canla beni
Ne işret meftunuyum ne safaya talibim
Yapayalnız bırakmış felek imanla beni
Kurudur sâikiyle vazgeçme ihtiyardan
Çûn tohumun makbulü çıkar kuru hıyardan
Taze görse avını hemen bulur tavını
Lâkin mukavim olmaz çabuk düşer ayardan
Şerr-i şemsten hıfz içün çeşm-i leyâli
Hakk, muhafız nasbetmiş iki hilâli
Nâşir-i nûr simaya gerçi çoktur teaccüb
El ne bilsin Hakk ona mutat kılmış bu hali
Hafızamda tazedir, hala durur izleri
Gördüğüm o ilk günü kahverengi gözleri
Bir görünüp kaybolan sedasız bir siluet
Çelimsiz, kara kuru, edasız bir siluet
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!