Kardeşim
İçimde sızım
sensiz çok yalnızım çok
Kardeşim
baharım yazım
sensiz hayatın hiç anlamı yok
Küçüğüm, küçücüğüm
Yorgun yanağımda gamzem, zoraki gülücüğüm
Kızım seni üzdüğüm
boynunu büktüğüm
seni hüzünle kuşattığım
sana mülteci duygular yaşattığım için
Eskileri vererek
mandal alır gibi
iyi günlerde biriktirdiğim dostlar
ılık bir son bahar yağmuruyla
süzülen kuru yapraklar gibi
akıp gitti
Rabbim bu kaçıncı can oldu kaçıncı çocuk
Sırat köprüsü gibi, bu nasıl yol, nasıl yolculuk
Tüm dünya lal kesilmiş, ses veren bir canlı yok
Hadi dünyada kalmadı cihanda da mı yok
Meriç ah Meriç yalansın Meriç
Dinle Evlat, otur şöyle
Sana anlatacaklarım var
Dertliyim duyguluyum
Tepeden tırnağa doluyum
Ben kalbi kırık bir Anadolu’yum
Sana anlatmak istediğim bir hikayem var
Mağrur bir dağ gibi, Uludağ gibi
Ne zaman sırtımı yaslamak istesem
Bilirim yanımdadır her an
Beklentisizlik ufkunda yaşayan bir adam sor bana
Sevgide bir umman
O benim babam
Zaman geçer, yıllar geçer
vade dolar, ömür biter...
Ama OLUR YA
göremezsem
Anamı, Babamı, arkadaşlarımı
Gözlerime bakıp da ne hissettiğimi sorma
İçimdeki yangını kırk yamalı bohçalara gizledim
Dilimdeki tutukluğu, dağınık halime yorma
Ben seni kelimelerle anlatamayacak kadar özledim
Hissederse yüreğin, eğil bir bak içime
Nevin hanımdan Mustafa’sına...
Altı yiğit adama...
Sen giderken ben garip kaldım
oturduğum yerde öylece kaldım
Göçmen kuşlar çoktan yuvaya döndü
Sen dönen kuşlardan sordun mu beni
Yapraklar sarardı toprağa döndü
Sen hazan mevsiminden sordun mu beni
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!