Bugün yine geçiyordun içimden usul usul..? Yoldaş dediğin geçerken bir selam verendir.. Neyse; Bir gün senin için yaşadığımı inkar etme yeter Çünkü ben senin gittiğin gün terk ettim aklımı. Ziyan olur sonra…. Hatta ,
Ayak izlerin duruyor hala hasretinle çöle dönmüş yüreğimde..
Ardına kadar açılmış yine yaralarımın kapıları.Kan sızıyor eşiğinden. . Görüyorsun işte... Bunu bir gün inkar etme yeter. . yoksa o çölün orta yerinde o kapıların dibinde ve sızan kanın Göle çevirdiği o yerde hiç olup gidecek bir ömür ..Bende sana Deniz poyraz sözü veriyorum;bu yürek sahipsiz kalmadıkça ve yüce Rahman emanetini almadıkça bu gözlerin baktığı her yerde sen olacaksın..Hoşçakal…
yüreğimde..
Ardına kadar açılmış yine yaralarımın kapıları.Kan sızıyor eşiğinden. . Görüyorsun işte... Bunu bir gün inkar etme yeter. . yoksa o çölün orta yerinde o kapıların dibinde ve sızan kanın Göle çevirdiği o yerde hiç olup gidecek bir ömür ..Bende sana Deniz poyraz sözü veriyorum;bu yürek sahipsiz kalmadıkça ve yüce Rahman emanetini almadıkça bu gözlerin baktığı her yerde sen olacaksın..Hoşçakal…
Gitmek istiyorum artık bu şehirden,havası gaz,suyu kan kokan bu şehirden. Hem de dönüp arkama bakmadan,arasında azda olsa, bu şehre ait bir yaşanmışlık hatırası olarak sayfalarına ayraç yaptığım kitaplarımı tavan arasına sıkıştırarak,kapıyı bir daha hiç açamamak dileğiyle çekip, gitmek istiyorum. Üç yanı menfaat,bir yanı çıkarlar ve çıkarcıların kurduğu divanla çevrili bu mahalleden gitmek..
Bir şafak vakti kimsenin yüzünü görmek zorunda kalmadan, ve her köşe başında birbirine karşı sahte maskelerle nefret besleyenlerin gülüştüğü sokaktan,hafif kederli bir akşam rüzgarı gibi esip geçmek istiyorum. Ucu bucağı görünmeyen mesafeler katederek. Hiç durmadan, soluk almadan, soluk vermeden...Ta ki; yalnızca ismini kullandığımız insan kimliğinin, gerçek sahiplerinin var olduğu yeni bir dünyayı keşfedene dek. Gitmek..Çekip gitmek istiyorum...
Gözlerin gözlerime her dokunuşunda içimdeki çocuğun sevincini bir görebilseydin,yazdıklarımdan değil sustuklarımdan anlardın beni..
Oysa beni bir gün anladığında sadece gözlerinin baktığı bir yerde olmayı umut ediyorum şimdi. Yoksa saatlerce boşluğu izleten bu duyguları kime nasıl anlatabilirim..
Ve ben her gece senden uzaklara gitmek için hangi trene binsem, gecenin sonunda yine içimde izinin kaldığı bir adrese varıyorum, hangi rüzgara tutunsam yine sana savruluyorum ve hangi denize açılsam yine senin kıyılarına vurmuş buluyorum kendimi kimliği belirsiz bir ceset misali…
İçten içe tutuşur köz olur Harun,Gülen yüze aldanıp İbrahim mi sandın?
Hasret denizinin kıyısına atıp,elinde asası Musa’mı sandın?
Kemiğe dayanmış görünmez bıçak,kanı görmeyince İsmail mi sandın..?
Açmadan soldurdun, Ölmeden çürüttün, yaşamadan
Yürekteki sabırla Eyüp mü sandın?…
Ah iki gözüm; Yine yaktırdın son sigarayı gecenin bir vaktinde.
Ne yapayım şimdi ben,dibine kadar yalnızlık dolu dört duvar arasında.Resmini bağrıma basıp öylece uykuya mı dalayım?Yoksa öyle bakakalıp hıçkıra hıçkıra ağlayayım mı gün doğana dek?Bir türlü karar veremedim.
Yoksa elime;Adını sen koyup ama sensizliği bir türlü anlatamadığım kalemimi alıp birkaç satır mı yazayım virgülü SEN diye devam eden,noktası BEN diye biten.
Sonra,satır aralarına çocuksu gülüşlerini sıkıştırıp,kenarlarını gözlerinin rengiyle süsleyeyim.Neyse...
Ahmet Kaya'nın dediği gibi: "Gecenin bir vaktinde yaralarım artsın istemiyorum"yine.
Ama;Göğsümden kopan bu bu çığlığı duyabilirsan eğer sana söylemeden geçemeyeceğim. Ben sensizliğin adını koydum artık Koca dağların küçük sırdaşı..
Göğsümden kopan amansız bir çığlığın gecenin çıldırtan sessizliğine karıştığı bir vakitte, kelimelerin yokluğuna başkaldırışını,titrek ellerimde bitap düşmüş kalemimle bastırmaya çalışırken çocuksu gülüşün vuruyor her hecede yaralı yüreğimden..
Ve her gece hasretinden baskın yiyen Gönlümün darmadağın olmuş karanlık sokaklarında, açtığım hendeklerin başında sabahlıyor uykuya hasret yorgun gözlerim..
ve sabahın ilk ışıklarında belirginleşiyor gece boyu çatışmanın ağır bilançosu
her köşe başında alnından vurulmuş yatıyor buz kesmiş birer ceset misali umutlarım..
Şimdi karşımdasın ve ben gözlerine bakmaya korkuyorum. Oysa sana neler anlatmak isterdim bir bilsen..
Kirpiklerinde asılı kalan bir cambazım şimdi bir bakışınla ha düştü ha düşecek.Belki gecenin birinde bir çığlık yankılanır kulaklarında irkilirsin aniden Ve ben ince bir sızı gibi geçerim kalbinden kim bilir….
Bugün eskileri karıştırırken buldum seninle çektiğimiz resimleri.
Axx dedim yine bana bakar gibi bakmış iki gözüm. İnce bir sızı geçiverdi kalbimin orta yerinde, ölüm ile yaşam arasındaki çizgi gibi. Olabildiğince ince bir sızı..
O kadar içten, o kadar sıcak bakıyordun ki; bağrıma bassam o da bana sarılır mı ki? diye düşünmeden edemedim bir an..
Kirpiklerimde asılı kaldı iki damla gözyaşı. Yutkundukça boğazıma batıyor kelimeler Cam kırıkları misali şimdi. Konuşsam acıtıyor, sussam kanatıyor..
Sana darılmadım hiç bir zaman insan geceye hüzünlendi diye sabaha küsebilir mi hiç? seni bana düşündüren gece ise uzaktan kokunu rüzgarlarla getiren de sabahtır..
Şimdi Bunları okuyorsan eğer ne halde olduğumu da biliyorsun. Çünkü kelimelerin bittiği yerdeyim şimdi
boğazım düş kırıklarıyla dolu bir hıçkırsam ağlamaya,bir damla kan asılı kalacak kirpiklerimde ve kalemim kağıda son defa kusacak sensizliği…
Merhaba jiyana mın bugün hiç gözlerimin önünden gitmedi gözlerin, Aya kavuşmak için güneşin batışını sabırsızlıkla bekleyen gece gibi özledim seni.. Soğuk odamın soluk duvarlarını renklendiren bakışını,bembeyaz karın ortasında masmavi gökyüzüne gülümseyen kardelen çiçeği gülüşünü özledim senin. Özlemin bile yanında anlamını yitirdiği inanılmaz bir histir seni özlemek, bedenimi sarmalayan dikenli teller misali.. Ne zaman gözlerimi hayaline daldıkları yerden ayırmaya yeltensem en küçük bir kaçırmada battıkça kan ağlatan dikenli teller..Daha nasıl anlatılır, adına ne denir bilmiyorum ama; ben sadece
“Mın beriya tekiriye” diyebiliyorum bir Ewdale Zeynıke lisanıyla.
İşte böyle cana mın...
Senin için belki de iki satırdan ibaret, benim için emanetine karşılık Tanrı’ya her gün ibadettir sana olan bu sevdam.
Ez te pır hezdıkım...




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!