Uzak diyarlardan toplanıp gelen hasretlerim var idi, kimi annesinden kopardı, kimi babasından. Yetiştiği yer ise hep yüreğim olurdu. Kaç gitmeyi yaşadı, kaç gelmeyi tadıverdi bilinmez. Her geliş gidiş başka bir sancıyı gömüverdi haritama. Ocağımda köz olmuş bekleyişler, dumanımda sevgiliye dair hasretlikler var.
Puslu bir günün sundurmasına oturuvermiş beni seyreylemekte zaman. Kalabalık yağmur damlaları dolanıvermekte üzerimde ben bir hasret müziğini çevirmekteyim ıslıklardan sözcüklere.
Ah yüreğimi avuçlarına verdiğim güzellik, bilir misin yaradan da yüreğini aynı şey için vermişti avuçlarıma. Adına AŞK dediği o derin yanma hali hatrına. Şimdi yağmurlara siper etmekteyim bedenimi varlığını benden esirgeyenlerin hatrına. Her damla söndürüversin seni benden alanlara duyduğum öfkenin ateşini.
Görünmezliğe çare bulunmuyor, görünen ise sadece ya can yakıyor ya can alıyor. Az kaldı bilmekteyim bitecek gündüzü gece yapanların saltanatı yinede koyuvermekte işte halden bilmez yüreğime yokluğun.
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta