Ölüler geziyor aramızda
Konuşuyorum,
Ölülerle konuşuyorum
Yaşam bitmiş, toprak kurumuş
İçimizi karartan zaman mı?
Ahir zaman mı?
Alabildiğine güz yaşıyoruz
Yaprak dökümü
Ve hazindir ki ey sevda kuşum
Eylül kadar güzel değil zamanın hazanı
Sabahı olmayan geceler başladı artık,
Şehirde
koştur koştur şair arıyorum
Bu şehirde
bitmiş bir hiçliğe benziyor şair
İmgesi kaybolmuş,
Aşk anladım
güneşli bir havada
yağmur yağmasıdır
Ve özgürlüğüdür ruhun
anladım ve
Ey sevgilim ait değiliz hiçbir yere
asi gönlümüz başına buyruk
bütün talimatların ötesinde
Bir başkaldırı sanki dünyaya
Aşk için...
aşk için...
Aşk ne
Ne anlamı var yakmıyorsa dudaklarını
Gözlerin içini titretemiyorsa
Nasıl girilebilir kalbine
Sen yalanı değil misin?
Hayatın
Zaman akıyor
Ömür ömür üstüne,
Taş taş üstüne biniyor
Toprak aynı hava aynı su aynı
Yıllar geçerken insanlar bu âlemde savruluyor
Hep ellerinden kayıp gidecek dünya
Sen
Colette’in Lèa’si gibi
Ağlayacaksın
Kayıp zamana
Eylül ayıydı
Yağmur yağıyordu
En uygun zaman şiir için
Yollarda yağmur suları
Melankolik bir hüznün dökülmüşlüğüydü
Rüzgâr rüzgâr esiyor başım
Kâh kayboluyor
Kâh yangın yeridir çağın
Sert metal kanunlarında
Oyuncak olur
Ezgi ezgi zamanın fırtınasında



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!