Hamam böcekleri geziyor yine caddelerde,
Ayaklarında takunyaları,
Kırmızı balonlar patlatıyor fareler barlarda,
Taksim meydanında bir kurbağa şarkı söylüyor
Star adayı olduğunu düşünüyor kendince
Ta ki yanından bir kokarca geçinceye dek,
Bitler, pireler kaynıyor Eminönü’nde
Ağır başlı filler oturmuş çay bahçelerinde
Nargile keyfi yapıyor.
Alışverişte tavus kuşları
Makyaj malzemesi arıyor ucuz mağazalardan.
Koyunlar oturmuş bir köşeye
Kurban edilecekleri günün telaşı vurmuş yüzlerine,
Kara gözleri Malu hülyalara dalmış,
Uzun yeşil otları düşünüyorlar geniş tarlalarda.
Kangurular zıplıyor Üsküdar sahillerinde,
Keselerine doldurdukları yavrularıyla,
Avustralya’da atalarından öğrendikleri, bir dansa başlıyorlar.
Zürafalar kafalarını çarpmamaya çalışıyorlar tabelalara,
Zoraki buldukları bir restorantta akşam yemeği yiyorlar.
Marmara’da oturmuş gelip geçen gemilere bakıyor dinozorlar,
Annelerinin akşamdan patlattığı mısırlarını yiyorlar
Gemilerde enstantane, bir hareket, mağrur edasıyla tilkiler,
Çakallarla bir arada oturup fındıkkıran sincaplar
Güneşin batmasıyla uyanıp etrafı keşfe çıkmış yarasalar
Gece boyu karanlıkta uçmanın keyfini çıkarıyor,
Ateş böcekleri yol gösteriyor evini kaybetmiş bir kaplumbağaya
Yılanlar bir ayna arıyor aynasız evlerinde yüzlerine bakmaya,
Yan komşuda oturan timsahlardan bir hediye geliyor ayna
Ayılar davul çalıyor köprü altlarında, zurnada bir gergedan,
Maymunlar para topluyor çıkarıp şapkalarının içine,
Köprünün üstünde ziyaretçiler, atlar, eşekler, kediler, köpekler,
Trafik sıkışıklığından
Son anda şenliğe yetişen yaşlı bir deve,
Yanında yol arkadaşı mamut,
Gecenin ilerleyen saatleri
Suda uykusu kaçmış bir köpek balığı bağırıyor,
Kesin ulan bu gürültüyü
Gecenin bu saatinde ne diye rahatsız ediyorsunuz bizi
Derken diğer balıklar balina, yunus, diğerleri katılıyor bu
Çok sesli koroya…
Sabah martıların sesi uyandırıyor horozları,
Horozlar şaşkın, horozlar üzgün,
Boyun büküyorlar hanımlarına,
Gün başlıyor
Metroda köstebekler,
Acele işyerlerine gitmeye hazırlanıyorlar,
Kepenk kaldırma yarışında hindiler,
Direniş içindeler, toplu kıyıma son diyorlar,
Bu yılbaşı gecesinde.
Domuzlar ayakkabılarına nal çaktırıyorlar,
Usta bir demirci filden,
Ağaçkakanlara yeni bir iş kazın asfaltları,
Aslanlar bir tören yürüyüşüne hazırlanıyorlar
Arkalarında kaplanlar iyice kabartıyorlar kürklerini,
Semalarda dans, kırlangıçlar uçuyor,
Güvercinler gagalarında zeytin dalı uzatıyor herkese,
Kumruların gözü yaşlı,
Yavrusunu kaybetmiş bir ceylan öfkeyle bakıyor
Merasim geçidi yapanlara
Ve bir haber yayılıyor etrafa
Kirpilerin okları düşüyor yüreklere,
“Bir pire geçerken caddeden yeşil ışık yanarken
Dikkatsiz bir sürücü tarafından ezilmiştir.”
Bir anda tüm hayvanlar hastane önündeler
Gözlerinde yaş, yüreklerinde sızı,
Oturup günlerce hastane bahçesinde
Gelecek bir haberi bekliyorlar,
Pire komada, henüz hayati tehlikeyi atlatamamış
Herkes bir organını bağışlamaya hazır,
Herkes kan veriyor acilde yatan arkadaşı için
Herkes nöbette, uyuyan yok, ameliyat başarılı geçiyor
Kendine geliyor pire, çıkıyor pencereye,
Şöyle bir bakıyor dışarıya, vay be diyor, vay be,
Gözleri doluyor, bir iki damla gözyaşı süzülüyor yanaklarından,
Teşekkürler dostlarım, hepinize teşekkür ederim.
Kayıt Tarihi : 20.2.2007 11:48:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (2)