Halk Ve Egemenlik 22 Şiiri - Bayram Kaya

Bayram Kaya
2946

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Halk Ve Egemenlik 22

Şimdi şu tespiti bir yineleyelim: Toplum emek yoğun araçlaşmanın ve araç yoğun üretimin ilişkilenmesi ile süreç içinde, kaideleşen, kurumlaşan üretim gücü ve üretim ilişkilerinin entegrasyonudur. Yani toplumu ve toplumda etkin egemenliği üretim güçleri sağlamıştır. Toplumun işleyişi halkı belirlemiştir.

Başlangıçtaki halk bir toplumun ilişkilisi imiş gibi yaşantılaşsa da, toplumun oluşturucusu değildir. Yani toplumun egemeni değildir. Bu bağlamda toplumun bireyinden dolayı, yine toplumun egemeni gibidir. Halk Kendisinin bile egemeni değildir. Oysa toplum bir plan ve program dahilinde kendisinin egemenidir.

Geçmişten günümüze egemenliğin kullanımı İ.Ö. 5. yüzyılda Yunanda doğrudan bir egemenlik anlayışı uygulanmıştır. Ancak halk egemenliğin içinde değildir. Kadın ve köleler yurttaş sayılmadığından, bu egemenliğin icrasında da yokturlar. Ha keza Roma'da da durum benzerdir. Yurttaş olmayan sınıfların egemenliği seçme hakkı yoktur. Senatörleri lâtifundia (toprak sahipliği) egemenleri seçerlerdi. Ama bununda müthiş bir ilerleme olduğu açıktır.

Bu bağlamda bakınca halkın egemenliği yalınç olarak, bilgi ve formasyondan yoksun, sınıf yapılı bir statü ile yurttaşlaştırılan kimselerin yasa yapma ve seçmesinden ibaret bir egemen oluştur. Yani her şey sınırlılıkla vardır. Bizdeki gibi hüdai nabit değildir.

Yine süreçle yarı doğrudan bir egemenliğe ulaşılmış. Yurttaş kılınanlar yöneticiyi seçmişler. Yönetici yasa yapmış ancak, yasanın yürürlüğe girmesi için özgür yurttaşlara oylattırılmıştır. Yani bir çeşit referandumla yasa yürürlüğe girer olmuştur.

Günümüzde de temsili bir demokrasi (egemenlik) vardır. Burada toplumun kişi ve bireyleri ayrımsız yurttaşlaştırılır. Kısıtlılık sınırlıdır. Yurttaş kamu eli ile seçme ve seçilme hakkını gerçekleştirmektedir. Bu da yukarıda belirtilen nedenlerden ötürü hiçbir zaman istenilen ortalama bir egemenliğe yaklaşamamıştır. Alt yapılar sağlamlandıkça verimli olmaktadır.

Esasen de bu egemenlik, halkın içindeki toplumun bireyleri ile halkın otantik kendi kendini yetiştirenini ve aynı nitelik seviye birliklerini ortaya çıkarır. Bir, istatistikî küme sayısallığını ortaya kor. Ve halk küme guruplarının biçimlenme olarak, sayısı çok olan taban gruptan, sayısı az olana doğrudur. Yani günümüzdeki halk egemenliği denen yetkileme seçimleri toplumsal nitelikli düzlem gruplarının daha az, egemenliğini ortaya kor görünüştedir.

Yani üçgenin tabanı, baskın; belli bir örnek formasyonlarla sınırlı, çoğunluğun sayı istatistik temsilliliğidir. Üçgen tepesine doğru gidildikçe sorumluluk ve müdriklik yetileri gelişmiş sosyo gruplar vardır. Ve bu azalan, nitelikli karmaşıklığın oluşturduğu düzlem gruplarının sayısal birliği vardır. Bu üçgen piramidin genel egemenlikteki payı, nitelikli olmasına rağmen, sayısal azlıklarından ötürü gerilemiştir. Bu yarı temsili egemenliğin (demokrasinin) en büyük çelişen paradoksudur. Bunun denge sistemleri de, yasama, yürütme, yargı ve basın gücü gibi erkler ayrılığı ile denetlenme, denetleme, sosyal örgütlenmeler eli ile giderilmek istenmiştir.

Yani bu tür halk egemenliği; niteliği dışlayan, ama: barajsız koalisyonlarla, koalisyonlar birliği vermesi ve uzlaşı sergilemesi ile gradı hayli yüksek bir egemenlik olmuştur. Ancak işleyişin kötülüğü buna da pek cevaz vermemektedir. Buda üçgen şekil tanımlılığa uygun bir egemenliği ortaya koymaktadır. Aslında halkın tümünün temsilini öngörür olması iyidir. Ve yaklaşık bir koalisyonlar egemenliğini ele verir bir gerçeklik olması iyidir. Halkın egemenliğini seçme ve seçilme bağlamında ve daha sonrada yönetime sivil toplum örgütleri eli ile katılma olanağını sağlama bakımından iyidir. Konjonktürde bugünkü iletişim düzeyine çok denk düşen bir uygulamadır. Çok iyi gelişmeleri, çalışmaları referandumla, Ya da halkın denetleyen örgüt yapı baskısıyla, anında icrasını sağlayabilir olması açısından da iyi işler olabilmektedir.

Ancak bunların ilişkileniş ve işlemesi Hiçbir zaman öngörülen gibi değil de şekli olarak ve kuramsal olarak işlemesi açısından, Hiçbir zaman halk egemenliği olmamıştır. Eğer halkın oy kullanmasını ve halktan denetimli kişilerin, seçilir olmasını egemenlik sayıyorsak, halk egemenliği vardır. Ona bir sözümüz olamaz. Tüm bu güzelliklerin sorumluluk ve dengeleri oturtulup işlerlik vermedikçe; icraat hayali, izafi ve şekli kalmaya mahkûmdur.

Egemenlik kavramı; kullanıldığı birim alana göre değişik anlamlar içerir olacaktır. Halksal, ulusal ve toplumsal alanlara ait açıklamalı tanım anlatımları farklı farklıdır. Halkın egemenliği halkı seçmen profilli kılan bir yetkileme ile siyasi tutumlaşıştır. Aksi halde üretim gücü ve bilgisi olmayanın, geniş tasarruflu egemenliği de olamaz. Çünkü halk, egemenlik sağlayıcı bir güç olan; sürekli üretişten yoksundur. Toplumlar, halksız da hem egemenlik sel, hem yaşamsal olarak sürer giderdir. Ama halk, toplumsuz yaşayamaz. Toplum, halk egemenliği değildir. Toplumun egemenliği kendine özgü üretişidir. Üretim kısmen toplum için, çokça da insan içindir. Üretenler toplumun öznel etkin yanıyla sözleşir. Toplumunda, halka ve üretenine karşı yükümü vardır.

Halkın egocu, sansasyonel çekimli ve duygusal olma yansıması, ilkin seçmen profilinden şekillenir. Eşdeyişle halkın bu öznel temeli, kendi düzlemine hitap edeni, tercih edecektir. Bu hal, halkın toplumsal işleyişle paralel bir yaşayışının olamayışından kaynaklanır. İkinci olaraktan da, siyasetin nesnel başarıdan çok, kendi subjektif değerlemeleri ile egocu ve inançsal yapılara kaçan düşünce üretmesinden etkilenir. Buda, halkın verimsiz kısır döngü yapan genelleşirliğidir. Eşdeyişle kirli siyasetin ve gerici tutumların sülükleşmesidir.

Halkın seçmen profili, hiçbir zaman yetkilenme duyarlılığına sahip bir sorumluluk bilincine kavuşur olmamıştır. Yani yetkilenme sorumluluğuna karşı halk, gerekli yetkinlikle, genelde rasyonel olamamıştır. Hatta bu sorunsala müdrik bireylerde; “”benim oyumla çobanın oyu, bir mi? ”” deme şaşmasıyla, halktan kişilerin tepkisini de ortaya çıkartmıştır. Halk tam bir cahillik içinde ve duygusal tepkilidir. Bunun demagojisi de, ”halkı küçümsüyor musun? ” demek olmuştur! Halkın geneli yine kendisinden ötürü, gelecekleşen soyutlama genellemesi çıkarmaz.

Halkın egemenliği, seçim yetkilenesi ile abartılan bir uyutmacadır. Seçilme ve seçer olmak bir gerçekse de, sizin egemen olduğunuz pek gerçek değildir. Bir kere seçme yetkilenmesinin temel ayağı denetlemedir. Denetlemede, parçalı örgütlü, zaman zaman örgütler birliği, ayrılığı baskılarıyla oluşan mücadeleler olabilir. Ya da bir erki, ikinci kez sandıkta seçmemeyi tercih ederek, güya cezalanma gibi en zayıf gerçekleştirme pasifliğidir de. Bu kabil egemen oluş da yüzeyseldir.

Çünkü halk seçtiğini sanmakla kendisine güven ve önem atfederken, hâlbuki kendisine sunulu seçmesi için seçenek olarak, sunulanlar sorunludur. Çünkü bunlar finansör çıkar gruplarının istedikleridir. Halk öyle istiyormuş diye lanse edilenlerdir. Siyasetler, gelişmemiş ülkelerdeki çok partili hayatı; halkın düzeyine göre oynanan bir bayağılaşma yapmıştır. Siyaset bütün kurgularını böyle toplumlarda din ve inanç eksenli, gerici muhafazakâr oluşumlarla sürdürüp gitmiştir. Hâlbuki bunlar toplumun bünyesinde olan tercihler değildirler.
Akış içinde denetleme baskı gücünü oluşturamayan halklar, erki seçimle ekarte edeceğini seçimle denetleyeceğini var sayar bir avunma içindedirler. Bu çok nadiren ve tesadüfen olur. Hâlbuki örgütler eliyle denetleme ve oluşum acil ve gerçekleşir olandır. Oysa seçimle erki denetleme masraflı ve zamansal nedenlerden ötürü süreli kılınan bir eylemselliktir. Zaten kısmi olması gereken egemenliğiniz, böylece örgütleşip örgütler eli ile denetleyemediğinizden egemenliğiniz zaman bakımından da daha da, kısmileşir.

Bu süreli eylemsellik döngüsü 3 yıl, 4 yıl, 5 yıl... Gibi dönemsel süreleri artırıldıkça, araya birçok olayları biriktirtir. Böylesine uzun süreler içinde halk; yeninin güncelliği ile eskiyi kronik kılan bir alışmayla unutur. Durum, birinin diğerini unutturduğu süreçleşmelere gireceğinden, kişisel denetleme biriktirmeleriniz zamanın azizliği ile izole olacaktır. Ve sırf bu yüzdende tam bir denetler olma, egemenliğiniz bile gerçekleşmez olacaktır.

Sürecek 22

Bayram Kaya
Kayıt Tarihi : 27.4.2009 14:55:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Bayram Kaya