insan yığını kalabalıklar 
tren garından başlar yolculuklar 
iriyarı bir adam köşeli taşları adımlar 
başı öne eğik evvel de öyle idi 
tam tamına bir çeyrek asır önceydi 
kaba kumaş pantolonu siyah deri yeleği 
değişmez kıyafeti bir de mütebessim çehresi 
ah halim ah 
sen nereden çıktın bu gece vakti 
hatıralar beni yıllar önceye çekti 
hala satıyor musun yazın karpuzları? 
kışın da elarabasında portakalları 
emine teyze divanın üstünde bekler mi yolunu? 
der mi: kaç kuruş kandırdılar bu gün benim oğlumu? 
daha akşam andık adını, annenin güzel huyunu 
ya hu halim 
seni burada göreceğim hiç aklıma gelmezdi 
hani sen yıllar önce istanbul'a gidip geri geldin di 
beş parasız, adres bilmez, gönül gözü sana yetmişti 
bu sefer nereye halim istanbul mu istikamet? 
pantolonuna bir yama yapışmış, dünyaya mel'anet 
yüzündeki masum çizgiler duruyor nihayet 
ah be halim 
senin saçların beyazlamış bir de sakalların ben görmeyeli 
yine çocuklar doğuyor, insanlar gidiyor trenlerle geceleri 
deri yeleğin bile kısa kollu gömleğe bırakmış yerini 
bir çocuklar vazgeçmedi ağlamaktan, bir de demir kuşlar uçmaktan 
bir kadınlar usanmadı feryatlardan, bir de bombalar patlamaktan 
sahi be halim 
senin bunlardan haberin var mı?
Kayıt Tarihi : 30.7.2006 12:31:00
 
 
 
 
 Şiiri Değerlendir
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
 
 



TÜM YORUMLAR (1)