Halil Özcan Şiirleri - Şair Halil Özcan

Halil Özcan

biraz meyankökü, biraz tevazu
masanın bıçak altı yerinden sızıyordu.
sustum.
dilim bir urgan, dilim ilmek gibi
bıyıklı bir balığa dolanıyordu.

Devamını Oku
Halil Özcan

Geride bıraktığım bir ev varsa,
Geride kalmış bir şehir;
Ellerimin içlerinde kızıl kabuklar,
Yumuşak ellerinde pütür pütür...
Tablamda unuttuğum bir sigarayı
Rüzgâr tellendiriyorsa — bir içeri, bir dışarı —

Devamını Oku
Halil Özcan

maviye boyamışlar papatyaları,
esiriymişim gibi, tıpkı bir sokağın ardında.
bir sokağın ardında çokça kez kayboldum.

kaybolmuşum ve bulamamışsın beni,
ve aramamışsın beni.

Devamını Oku
Halil Özcan

Güneşin doğuşunu görecek insan,
Görecek ya!
Çok hızlı nefes alacak gece boyu,
Gece boyu bekleyecek...
Bekleyecek tan ağarırken,
Güneş kah sapsarı,

Devamını Oku
Halil Özcan

sekseninci yaş günümde,
asık suratlı, içgüdüleri ilkelleşmiş,
ve kelleşmiş kafası,
birini görürseniz avlusunda bir evin,
bir düşkün köşkünde,
ve peşinden koşmuş bir ömür; saplantılı eylemlerin,

Devamını Oku
Halil Özcan

Sevgili kızım, üşüteceksin.
Yağmur yağıyor, sağanak yağmur.
Gel göğsüme, gel kollarımın altına.
Sevgili kızım, üşüteceksin.

Bak, ayakkabını kirleteceksin:

Devamını Oku
Halil Özcan

sınıfsal ayrımlara ve yararsız aydınlıklara,
üzerinden hızla uçtuğumuz bu hızlı yaşama;

bağırmak, bağırmak darağacına,
darağacına ve ona asılmış maşuk cesetlerine!

Devamını Oku
Halil Özcan

aşk yaptı oğlan kıza,
saman yığınlarından,
eski gazete kağıtlarından,
fare seslerinden; ayak seslerinden,
trenlerden ve raylardan,
garlar ve peronlardan,

Devamını Oku
Halil Özcan

seher soğuk ve beyazdı.
güvercinler öterken,
sokak lambaları sönerken,
öylesine güzeldi her şey;
öylesine çirkin.

Devamını Oku
Halil Özcan

bir beyefendi voltasını tamamlıyor,
savruk kravatı, çentik yaka eksik klapası,
kuyruğunda kır atının çetrefilli alışkanlıklar;
minarenin göğünde gözü,
göğün gözünde arpacık.

Devamını Oku