Vakit tamam… Yanı başımda sessizce oturmuş ayrılık,
Ne bir kelimeye gerek duyar, ne bir gözyaşına şaşırır.
Benim yüreğimse bu feryatlara çoktan alışmış,
Çünkü her ayrılık, senin gidişine benzeyen bir başka yara taşır.
Sensizliğin ağırlığı çökerken omuzlarıma, zaman usulca akıp gidiyor. Saniyeler bile senin yokluğuna alışmış gibi, her biri canımı biraz daha acıtıyor. Yanı başımda duran bu ayrılık, bana seni anlatıyor; sessizliğiyle, sertliğiyle, kaçınılmazlığıyla… Onu kovmaya çalıştıkça daha da yerleşiyor içime.
Çok eski bir yanını özlüyorum artık…
O yanını, bana umut veren bakışlarını, içimi ısıtan sesini, dünyayı daha renkli gösteren gülüşlerini…
Zamanın ellerinden kurtaramadığım bir yanını özlüyorum.
Sanki seninle birlikte bir parçamı da yıllar öncesinde bıraktım.
Geri dönmeni beklemiyorum artık…
Çünkü içimde seninle vedalaşan bir yan, çoktan kabullenmiş yokluğunu.
Adını fısıldayan rüzgârlara bile kızmıyorum, çünkü biliyorum:
Sen bu şehirden, bu hayallerden, bu yürekten çoktan gitmişsin.
Ama bari…
Güzel Hatırla Beni Sevgili
Güzel hatırla beni sevgili…
Bir şiirin içinde bıraktım seni. Kelimelerden dokuduğum bir düşte, zamanı unuttuk. Seninle geçen o eski, ama sanki dün gibi taze olan anıları yavaşça sayfalara sardım. Şimdi o sayfaları yalnızca rüzgar karıştırıyor; her yaprak bir hatıra, her satırda senin gülüşün saklı.
Bir zamanlar "biz" diye başlayan cümleler kuruyorduk. Şehirler geçiyorduk birlikte, kahvemin şekeri bile seninle daha tatlıydı. Her sokak lambasında elini ararken, geceyi yıldızlara değil, gözlerine emanet ederdim. Şimdi o sokaklar aynı, lambalar aynı… Ama elimde yok artık senin avuç içi kadar sıcak bir umut.
Korkuyorum sevgilim
Kirpik uçlarıma kadar korkuyorum
Bir gün gidersin diye
Yokluğun gecenin sessizliğinde yankılanır diye
Bilirsin kalbim ürkektir
Gelemiyorum sana
Bileğimde görünmeyen ama taşıdıkça ruhumu ezen
Mecburiyetin soğuk prangaları var
Her halkası ayrı bir yük
Her bağı ayrı bir sınav gibi
Adımlarımı geriye çeken bir kader çizgisi
Bir mezar taşına gerek yok,
Suskunluğunda gömülür insan.
Nefesi sürer, kalbi çarpar belki,
Ama ruhu çoktan terk etmiştir onu.
Bir beyaz kâğıda anlattım sana sevgimi,
Yağmur camları kıracak gibi vuruyordu,
Sanki gökyüzü bile bizim için ağlıyordu.
Ben ise her damlada sana biraz daha yaklaşıyordum,
Sanki yağmurun düşen her damlasında kalbimin sesi vardı.
Sen ve ben…
Birbirine dokunmadan tutunan iki kelime gibiyiz
Aynı cümlenin içinde aynı duygunun özünde.
Kalabalık bir dünyanın ortasında
Birbirine rastlayan iki yalnızlık belki de
Ama sen gelince yalnızlık bile yerini
Bir sokak lambası altında buluşalım kimse görmesin seni
Gece sadece bize ait olsun gölgem tenine değsin sessizce
Bir nefesinle ısınsın üşüyen ellerim
Bir bakışınla unutsun kalbim bütün geçmişi
Yağmur başlasın isterim o an




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!