Sivas doğumlu. Tıp doktoru. Elazığ, Ağrı, Ankara, Sivas ve Şirnak'ta yaşadı. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu sanatçı, Antalya’da adli tabip, acil hekimi ve turizm hekimi olarak çalışmaktadır. Bekardır, Bilge Çınar adında bir delikanlının babasıdır.
Şiir ve yazıları Akdeniz Sanat, Kedi, İnsan, Bahçe, Morca, Sombahar, İblis, Lara Sanat, S'imge vb. dergilerde yayımlandı.
Şair, 1999-2000 yıllarında, 'Sanat yapıtlarının dolaysızca paylaşımından yanadır' sloganıyla, ücretsiz Çınar Şiir Seçkisi'ni 11 ay boyunca yayınlamıştır. Ayrıca, yaklaşık 3 yıl boyunca Lara Hastanesi'nce yayınlanan ücretsiz Lara Hastanesi ve Sanat dergisinin yayın koordinatörlüğünü yapmıştır.
Aynı zamanda besteci ve yorumcu olan şair, 1984 yılında fakülte arkadaşlarıyla Mayıs Müzik Topluluğu'nu kurdu. 1987 yılında 'Gülizar' adlı albümü yayınlanan topluluk 1988 yılında dağıldı. www.youtube.com'da 'Haldun Çağlayan' adıyla arama yaparak bazı kliplere ulaşabilirsiniz.
Yayınlanmış Yapıtları: Caz ve Çocuk (1991, Akdeniz Yayınevi) (e-kitap olarak sitede sunulmuştur bilgisayarınıza indirebilirsiniz.) ve Ölü Doğmuş Şiirler (1996 Akdeniz Yayınevi) . (Bu kitabı da e-kitap olarak sitede çok yakında bulabileceksiniz.)
Sıradakiler: Duvarda adlı deneme-şiir ve Şehirler adında düz-şiir yapıtları yayına hazır halde beklemektedir. (Bu kitapları E-kitap olarak sitede bulabileceksiniz.)
Tezgahtakiler: Kara Şiirler adlı bir şiir kitabı, Encyclopedia, Aedificium, Kitab-ı Esrar ve Çöl Vaazları adında dört deneme kitabı, Kır(ı) k, Yaşamak Harbiden Güzel Şeymiş Be Ağ’bim ve Diyalektik adında üç roman, Baksa Tabiban-ı Cihan Yareme adlı bir anı, Çınarlar adında bir mektup kitabı, şairin kafasındaki ve tezgahtaki kitaplarıdır.
MP3 şiirlerinde arka fonda kullanılan müzikler, şairin, deneysel bilgisayar müziği yapıtlarıdır. (Yakında...)
Eserleri
Caz ve Çocuk (1991, Akdeniz Yayınevi) (e-kitap olarak sitede sunulmuştur bilgisayarınıza indirebilirsiniz.) , Ölü Doğmuş Şiirler (1996 Akdeniz Yayınevi) . (Bu kitabı da e-kitap olarak sitede çok yakında bulabileceksiniz.)
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!