varsılların ülkesinde bakışları dokuz doğuran güneşim
bir sis bulutuna takıldım
hadi bu sefer bırakalım
şehrimize yaslanan zakkumların görüntüsünü
ve burukluğumdan izin alarak
bütün çocukları üst üste yığalım arkadaşlarım
atisi olmayacaksak onların mazisi hiç olmayalım
birileri bağırıyor kim onlar
çok susamış çocuklar
çok susamış erkekler
çok susamış kadınlar...
bu oyunun burada biteceği varmış demek
bu kuralı olmayan vahşi oyunun
bu kül ile karışık bu aptal oyunun
şehrimin son görüntüsü olacağı varmış demek
birileri bağırıyor kim onlar
yalnız oyuncular
deli oyuncular
yok oyuncular...
nasıl'a başvuran herkes gibi çaresizim
çürüyen omuzlarıma çare bulacak mı hekimler
işte göğsümün altına (görüyorsunuz degil mi?) kalbime
işlemiş olan bu görünmez illetin
bu boğazımı sıktıkça susayan illetin
ille de suya dur durak bilmeden suya
mor kelimelerin tenhasından
bir âlâ gökkuşağından bir tanrıçadan
bir oraktan bir başaktan bir ağaçtan
değmesi olasıysa eğer kızılca
kan değen her yer aşktan bir parça
birileri kanıyor kim onlar
ah kan yok ortalıkta
bizimkiler bunlar
çok susamışlar
iliklerinden susamışlar
ölümüne susamışlar...
varsılların ülkesinde güneş dağıtan çocuğum
öksüzlüğüm duvara çarptı
oyunun bitiminde silahların bırakılacağını duydum
bırakılmadı
ve kesik başlı erkeklerin ağlamasında delindi dünya
tuvali sarı bir hevese kucak açmış bu oyunun
ismi kasırga
ismi tuhaf aslında; ama yepyeni bir bırakışın sesi
yepyeni savaşım'ın sesi
kasılıp kavrulan bıçak kılıç zehir ve falçata ve
kurşun
ve asi torak ve nehir ve insan
birileri savaşı değiştiriyor kim onlar
kulelerden bakanlar
korkanlar
kankıranlar
içim bir hoş mercan, içim ölüm tuzagında
içim darmadağın bir duman, bir leyla, bir antika
tarih oldum; bir baktım bağdat'a bakyorum
ihtiyar gerdanımı sıktım, delinin biriyim
gaz odasıyım, hitler musolloni veya sisli bir bomba
zehir zemberek çocuklarım avuçlarımda
birileri ölümü soruyor kim onlar
tanrım ne çok ölüyorlar
patır patır ölüyorlar
kimi suçlasam önüme kocaman bir ''ben'' çıkıyor
şimdi bu tufanda yanan bir ben miyim?
ve gecelerin alnına izdihamını bırakan bu soluk
sırçalanan etimin deniz kokmasından mı?
bundan mı sahi kadınlarımın sayısız yaşlanması
bu bir savaş mı
bir anda bütün bir halkın kırılması mı yoksa?
birileri ölüyor kim onlar
tanrım! çok ölüyorlar
sayısız ölüyorlar
yalnızlığa otağ kuracağım birazdan, ışıklar sönüyor
vardiyalar degişiyor, her biri yeniden bir ölüm
taptaze bir alınganlık
ve bu küflenmiş sandıktan çıkardığım yalnız,
yapayalnız
dünden bugüne sarkan kekremsi cellatlarım, büyücülerim
bir de sevgilimin eşsiz bakışları
tanrım ölüyorlar
çok susayarak!
Kayıt Tarihi : 20.8.2002 14:11:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!