Bazen yenilir insan, sana mecburen yenildiğim gibi;
Bazen bulamaz insan, sana benzer bir gül bulamadığım gibi;
Bazen üzülür insan, ölüm bizi ayırdığında üzüleceğim gibi;
İlahi;
anladım ki, adam olanların işi eda etmek,
bizim işimiz ise niyet etmekmiş...
Bir hayal mahseninde aradığım sendin,
Çok sonra anladım asıl bulunması gereken bendim...
Yolunun üzerinde imişim, geçerken uğramış;
İlahi, bilmiyor ki;
Mahallenin bütün sokaklarında mekan açtım;
Seni tanıdığımda kahverengiydi gözlerin,
Sonra sevgiliye döndü rengi,
Tıpkı bir bebeğin, göz renginin döndüğü gibi,
Ve sonra aşkın heyula rengi,
Her şeyin olduğu, ama hiçbir şeyin olmadığı bir serap gibi,
Evlendik, ışıl ışıl eşe büründü gözlerin,
İlham;
derinliklerinde bir birinden güzel, gösterişli ve harikulade balıkların yüzdüğü, dipsiz bir okyanus;
veya sonsuz bir ufukta, eşi ve benzeri olmayan, muhteşem güzelliklere sahip, sayısız yıldızlar gibidir.
Şairlerin sözleri ise, ancak o okyanustan içebildikleri ve o ufuktan görebildikleri kadardır...
Çocukken kulaktan kulağa oynardık,
Fısır fısır sessizce söylerdik sözümüzü,
Kimse duymasın diye,
Hiç olmazsa bu kadarını yapacak cesaretiniz olsun,
Birbirinizin kulağına fısıldayın,
Ama büyük harflerle !
Bazen aklıma, bazen fikrime söylüyorum;
İnsan ol, insan ol diye;
Bazen aklıma, bazen fikrime sövüyorum;
Güneşe yağmur yağdı,
Düşmanlık girdi soruyla cevabın arasına,
Cevap gölgenin ardında;
Soru cevapsız kaldı,
Ömrüm...
Gerçekler iki kısımdır;
Mevla'ya yakınken ve Mevla'ya uzakken,
Tıpkı milat'tan önce ve milat'tan sonra gibi;
Mevla'dan önce ve Mevla'dan sonra.
Ve aşk iki kısımdır;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!