Hakimbey, huzurunuzda bugün bir aşk davası var,
Sanık benim: yüreği fazla atan, gözü bir kişiyi arayan…
Mahkeme-i kalpte hüküm kuruldu kurulalı,
Ben “Sezen’in sözleriyle” büyüdüm:
“Tutuklu gibiyim, hep aynı yerde…”
Dilekçemdir:
O bana gelince dünya hafifler, gökyüzü incelir,
Gülüşü bir “Gülümse” gibi sarar içimi,
Sorsanız, suçum büyük Hakimbey:
Ben bu kızı çok sevdim…
Hem de “Gidiyorum, bütün aşklar yüreğimde” dercesine.
Delillerime gelince:
Bir adım atsın, içimde “Tükeneceğiz” diye bir ses titrer,
Bir bakış etsin, ben “İki gözüm” olurum ona,
Gece çöksün, kalbim “Sen ağlama” diye avutur beni,
Gündüz olsun, gözlerim “Hadi bakalım” deyip onu arar her köşe başında.
Hakimbey, itirafımdır:
Bu sevda ne masum, ne de sıradan…
Başladı mı “Firuze” gibi ışık saçıp rüzgâr toplar,
Bitti mi “İhanet” diye değil;
Kalbimden bir ömürlük hüzün çekip gider.
Siz karar verin Hakimbey:
Bu aşkın bendeki hali müebbet,
Ne beraat isterim, ne tahliye…
Varsın cezamı o kessin, ben razıyım:
Çünkü kalbimdeki bu yangın,
Sezen’in dediği gibi—
“Aşk için ölmeli, aşk o zaman aşk…”
Ve son sözüm şudur:
Ne hüküm değiştirir beni, ne zaman;
Seven bir kalbin tek yasası vardır:
Sevdiğini kaybetmemek…
Ama bilirsiniz Hakimbey,
En ağır kararlar hep fısıltıyla gelir:
“Ben bu davada suçumu seviyorum…”
Kayıt Tarihi : 24.11.2025 22:02:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!