Baharlar getir bana tüm dalları tomurcuk,
Gözlerinde bir umut,yüreğindeki cocuk
Bir rüzgâr olsun sesin, essin şimdi içimden,
Kırık dökük günlerime giden eşsiz yolculuk
Baharlar getir bana, gülüşün parıldasın
Bir şeyi anlamadım koca dünyada,
Bam telime vuran hüznü.
Bir de acıya verdiğim tepkide,
Bir başıma kalakaldığımı.
Ben dürüstlüğü çizdim oysa,
Ademe can veren hayattır benim adım;
Tohum,başak,un benim,
Ekmek benim,nimet benim.
Sap ile saman benim,
Bardaktaki süt benim.
Çamur ile kil benim,
Söyleyemediğim hiç bir söz benim değildir,
Tutmadığım el,bakmadığım göz,duymadığım ses,
Daha bana ait olmayan bir çok şey,
Hepinize inat bende olanları seviyorum.
Ey sen bende olmayan çek git,
Birdenbire düştü sessizlik,
Sokak lambası gibi yandı
içimde yalnızlık.
Ne bir rüzgâr esti, ne kuş öttü,
Zaman durdu sanki, bölündü hüzün
Ey benim gözünde keder taşıyan,
Başını öne düşüren,yüreği taşkın,
Saçları rüzgarla dost bildiğim,
Nen var derdin nedir söylesen.
Beni de katsan o derde bende gelsem,
Benim adım Yusuf’tu…
Henüz bir yaşındaydım.
Rüyamda kuyu yoktu,
Ama bombalar vardı başucumda.
Annem beni öylece sarmışken,
Sessizce gittim…
Mavi ve yeşile sevdalı gönlüm,
Adını koymadığım hüzün bağları,
Serseri kurşun gibi hızlı öfkeli,
Nasılda geçiverdi gençlik çağları.
Seninle tanışınca güldü kaderim,
Ne bilgisayar ne teknoloji alır senin yerini,
Tozlu topraklarda dökülen alın terini,
Top oynayıp acıkmak, pantolondaki kir,
Seni gördüğüm o gün, düş oldu dünya,
Zaman durdu bir an, sustu her rüya.
Gözlerin denizdi, dalgalı, derin,
İçimde bir yangın, sönmez ki, bilin.
Göklerden bir haber, nur indi yere,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!