İnanç fıtri bir ihtiyaç olduğu gibi
hayata anlam kazandıran akli ve insani boyuttur.
Akıl ile varlık ve olaylar arasında kurulan münasebet, inkârı imkânsız kılar.
İnkâr;
İnancın insanı ıslah ve terbiye eden sorumluluklarından kaçmak ve kurtulmak isteyen, rahat düşkünü, lezzet tiryakisi, zayıf iradeli insanların, ilahi iradeye isyan sonucu saklandıkları karanlık kör nokta, içine düştükleri ruhsal panikten kurtuluş umdukları liman ve sarıldıkları çabuk kırılacak kuru bir daldan başka bir şey değildir.
Âlâyiş-i dünyâdan el çekmege niyyet var
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var
Devamını Oku
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var